KAHİRE'NİN İSLAMİ MİMARLIK TARİHİ-1.BÖLÜM
(Doris Behrens-Abouseif adlı yazarların ''İslamic Architecture İn
Cairo'' isimli kitabının çevirisidir.)
GİRİŞ
1-Kahire kenti Fatimilerin
başkenti olarak 969 yılında kurulmuştur.Her yönetim kendi mimarlığını
yaratır.Fatimi halifesinin yönetimi ele geçirmesi yeni bir tarzın oluşmasına
öncülük etmiştir.Bu süreçte Kıpti ve Bizans mimarisinin elemanları
kullanılmıştır.Bu yeni yönetim birçok sanatçı ve mimarın Mısır'a gelmesini
sağlamıştır.Çünkü yeni gelişen kent çekim merkezi olmuştur.Fatimiler 969-1171
yılları arasında hüküm sürmüştür.Devlet ismini Peygamberimizin kızından
alır.Fatimiler Şiiliğin İsmaili mezhebine bağlıdır.Fatimilerin hükümdarlığında
Mısır halkının çoğunluğu sunni müslümandı.Bu durum yönetim ile halk arasında
kopukluk yaratmıştır.
2-Gezginler ve tarihçilere
göre Fatimilerin başarılı olduğu yapılar saray yapılarıydı.Fatimi sanatı uzun
etkileri olan bir sanattır.Fatimiler sıva,ahşap ve taş oymacılığını ve kufi
işlemeli yazıları kullandılar.Fatimiler ve Bahri Memlük dönemlerinin mimarisi
Kuzey Afrika mimarisinden izler taşır.Bu etki El-Hakim camisinde görülebilir.
3-Fatimi devletine
Selahattin Eyyübi son vermiştir.Selahattin ortodoks bir sunniydi ve Fatimilerin
Şii mezhebine Mısır'da son vermek istiyordu.Eyyübiler döneminde öne çıkan
din alimi İmam Şafi idi.İmam Şafi,şafi mezhebinin kurucusudur.Eyyübiler de bu
mezhebi benimsemiştir.Dini kurumlarda siyasi propaganda yapma Fatimiler ile
başlamıştır.Eyyübiler bu durumu devam ettirmişlerdir.Özellikle haçlılara karşı
örgütlenme bu dini kurumlarda başlamıştır.
4-Eyyübi devletinden
sonra egemenliği Memlükler ele geçirmiştir.El Eşref Kaytbay'ın
hükümdarlığı zamanında birçok cami inşa edildi.Bu camiler zengin dekorasyona
sahipti ve genelde iki yolun kesiştiği yerde yapılırdı.Taştan yapılan kubbeler
Memlük mimarlığının karakteristik özelliğidir.Cristel Kessler'e göre Makbara
tarzındaki minarelerde kullanılan taş örme tekniği kubbelerde de
kullanılmıştır.Faraj İbni Barkuk dergahının kubbesi Memlüklere ait en büyük
taştan kubbedir.Bu yapının kubbesi zamana direnen ender yapı tekniklerinden
birine sahiptir.
5-Mısır 1517'de Osmanlılar
tarafından fethedildi.Bundan sonra Kahire bir İmparatorluk merkezinden çıkıp
bir eyalet merkezi olmuştur.İstanbul'dan gönderilen bir paşa tarafından idare
edilmiştir.Osmanlı döneminde Mısır'da yüze yakın Sebil inşa
edilmiştir.Osmanlıların Mısır'ı fethi,Mısır mimarisini radikal anlamda
bozmamıştır.Tersine yeni dekorasyon biçimlerini mevcut mimariye
eklemiştir.Osmanlılar,Kahire'de üç çeşit Cami inşa etmişlerdir.Birincisi
tamamen Osmanlı tarzındadır.Bu camilerde dekorasyon fazla yoktur.İkinci çeşitte
cami Memlük tarzında ve minaresi Osmanlı tarzındadır.Osmanlı fetihçileri
fethettikleri bölgelerde yerel zanaatkarları işten çıkarıp kendi ülkelerinden usta
getirirdi.Bu şekilde Osmanlı minareleri Kahireye gelmiştir.Osmanlı paşalarının
ölecek kadar uzun süre Kahire'de kalmamalarından ötürü bu dönemde anıtmezar pek
yapılmamıştır.Ayrıca Memlük minarelerinin yerini Osmanlı minareleri
almıştır.Anıtmezarlarda kubbe altındaki geçiş bölgesi(transitional zone)
minarelerin balkonları,giriş portallari Memlüklerin mukarnaslarının
sergilendiği özelliklerdir.Türk mimarlığı ve dekorasyon tekniği Avrupadan
etkilenmiştir ve sonraları Kahireye dahil olmuştur.Geometrik dizaynlar,mukarnaslar
veya Memlük tasarımları artık kullanılmaz.Osmanlı döneminde cephelerde çiçek
kabartmaları kullanılır.Cephede kemerler yuvarlak biçimdedir.Pencere
korkulukları metalden ve oldukça şık yapılmıştır.
6-Saraylar:Fatımi ve Memlük
dönemine ait saraylar ayakta kalmamıştır.Sivil mimarlık dini mimarlığın
paralelinde gelişmiştir.Avlular küçültülmüş,bazen de üzeri örtülmüştür.’’Qaca’’
yapılarda önemli bir rol oynar.Memlük rezidanslarının temel strüktürü ‘’Qaca’’
dır.Bu mekan resepsiyon holüdür ve yüksekliği diğer mekanlardan yüksektir.Bu
mekanın ortasında bir süs havuzu yer alır.
7-Sivil mimarideki yapılardaki
pencereler korkuluklu,renkli camlı,kemerli özellikler taşır ve camilerdeki
gibidir.Konutlarda ‘’meşrebiye’’ denilen pencere detayları yer alır.Bu detay
ışığı filtre ederken rüzgarın mekana girmesine izin verir.’’Maqcad’’ evin
büyüğünün oturduğu odadır.Bu oda avluya bakar.Memlük ve Osmanlı dönemi
konutlarında kullanılmıştır.Bu mekan evin üst katında yer alır ve avlunun
manzarası rahatça izlenir.
8-Kahire’de ortaçağda bugünkü
biçimiyle bir fast-food anlayışı hakimdi.Caddelerde tavuk,et ve balık gibi
gıdalar pişirilirdi.Bu yüzden birçok küçük konutta mutfak yoktu.Kahve 16.yy da
Mısır’a Osmanlılar tarafından getirildi ve zamanla oldukça popüler olduğundan
şehrin birçok yerine kahvehaneler açıldı.
9-13.yy da yaşamış bir hekim olan
Abdüllatif Mısır’daki hamamların doğudakilerin en iyileri olduğunu
söyler.Hamamlar yalnızca hijyen amaçlı kullanılmaz,ısının hastalıkları
iyileştirdiği düşünülür.Mısır’daki hamam tipolojisi Roma hamamlarını andırır.
10-Kahire’deki ilk cami 641-642
yılında askeri garnizon içinde yapılmıştır.Bu cami gösterişsizdir,avlusu yoktur
ve dekorasyon yapılmamıştır.Bu cami peygamberimizin camisi gibi kerpiçten ve
palmiye ağaçlarından yapılmıştır.Caminin Mekke’nin yönüne olan uyumu zorunlu
bir durumdur.Camilere minareler Muaviye döneminde eklenmiştir.711 yılından
itibaren düz olan dua nişi konkav olarak tasarlanmaya başlandı.Bu dua nişinin
Hristiyanlıktan islama geçtiği düşünülür.Mısır’daki Kıpti inşaat ustalarının bu
geçişin nedeni olduğu tahmin edilir.
11-İslamın ilk dönemlerinde Cuma
namazının kılınabileceği cami sayısı azdı.Bu tarz camiler sadece birer ortaçağ
camisi değildir.Aynı zamanda politik liderlerin konuşma yaptığı ve halkın
toplandığı mekanlardır.
AMR İBNİ AL AS CAMİSİ
as,Hz Ömer’e
Mısır’ı fethetmesini önermiştir.Amr,4000 kişilik bir orduyla Bizans ordusunu
yenerek bugünkü Kahire’ye girmiştir.Bizans imparatoru 3.Konstantin kaybettiği
İskenderiye şehrini geri almak için asker göndermiştir ve kısa bir savaştan
sonra kontrolü ele geçirmiştir.Mekke’de bulunan Amr ibn al as komutayı ele
geçirip orduyu göreve çağırmıştır.Amr,15000 kişilik ordusuyla Bizans ordusunu
İskenderiye’de mağlup etmiştir.Bu tarihten sonra Mısır arap karakteri kazanmaya
başlamıştır.
Amr ibni al as,komuta merkezi
kurduğu yere yakın bir cami inşa ettirmiştir.Bu cami Mısır’daki en eski
camidir.Cami 25x15m ölçülerindedir ve Peygamberimizin Medine’deki camisine
benzer.Yapı tek bir kütleden oluşur ve avlusu yoktur.Yapının dört tane kapısı
vardır.İki tane kapı kuzey cephede ve kamusaldır.Diğer iki kapı ise Dar-el
imara’ya yani yönetim bölümüne açılır.
İBNİ TOLUN CAMİSİ
Abbasilerde herhangi bir yere vali
olarak atanan komutanlar devlet içindeki etkilerini kaybetmemek için hilafet
merkezinde kalıp yerlerine naip tayin ederlerdi.Bayık bey’de üvey oğlu Ahmet
ibni tulun’u naip olarak Mısır’a vali tayin etmiştir.Bayık bey,Abbasi halifesi
Mu’tezz’in iktidarda kalması için mücadele etmiş ve yönetimde söz sahibi
olmuştur.Abbasilerin zamanla zayıflaması neticesinde hilafet makamı valilere
söz geçiremez olmuş ve İbni Tulun bağımsız hareket etmeye başlamıştır.
Müslüman halifelerin ilk işleri kendi
isteklerine göre bir kent kurmak olmuştur.Bu nedenle İbniTulun,kahire ve Fustat
arasında Katai kentini kurmuştur.
Bu merkezde saray,hipodrom ve geniş bir cami
inşa ettirmiştir.Fikri’nin anlattığına göre İbni Tulun’un gençliği Samarra’da
geçmiş ve Al Mütevekkil camisinden çokça etkilenmiştir.Bu etki bir çok noktada
görülebilir.Bunlar:1-Kolonların yerine kullanılan ve tuğladan inşa edilen
payandalardır.Bu payandalar çatıyı ve kemerleri taşır.2-Sıva ve tuğla gibi
malzemelerin kullanılması (Bu malzemelerin kullanılması İbni Tulun’un
yaklaşımıyla ilgilidir.Al Qudhai’nin aktardığına göre İbni Tulun ‘’ Tüm Mısır
alev alsa da ayakta kalacak ve tüm Mısır su altında kalsa yıkılmayacak
nitelikte bir yapı olsun’’ demiştir.) 3-Spiral minare formu ve minarenin yapı içindeki
konumu Yapının kitabesinde ‘’Emir,Allah’ın
ona verdiği helal geliri kullanarak bu mübarek ve kutlu caminin yapımını
gerçekleştirmiştir.’’yazmaktadır.
İbni Tulun camisi Abbasi sanatının
karakteristik özelliklerini yansıtır.Cami 118x138m ölçülerindedir.Minare
yapının dış avlusunda (ziyada) bulunur.Ziyada kutsal mekanı kamusal mekandan
ayırır ve 19m genişliğindedir.
Yapıda kıble duvarının arkasında
yönetim kademesinin kullandığı üç tane oda bulunur.Bu
odalar maksura ile doğrudan ilişkilidir.(Maksura,halifenin ve yakın çevresinin
namaz kıldığı özel alandır.)
Yapıda sıva oymacılığı ve ahşap
işlemeler dikkati çeker.Bu dekorasyonlar Samarrastilindedir.Yapının cephesinde
yer alan 128 adet pencerede vitray korkuluklar yer alır.Bu vitray korkulukların
desenleri birbirinden farklıdır.
FATİMİ DÖNEMİ MİMARİSİ
AL-AZHAR
CAMİSİ
Sicilyalı cevher (Jawhar the Sicilian)
Sicilya’da doğdu.Bu sırada Sicilya Arapların kontrolündeydi.Genç yaşında Kuzey
Afrika’ya getirildi ve Halife İsmail El Mansur’a teslim edildi.Halife El Muizz
zamanında ise özgürlüğüne kavuştu.Daha sonraları ordu içinde yükselerek Kuzey
Afrika’dan Mısır’a kadar olan bölgenin fethedilmesinde önemli rol oynadı.969
yılında ismi ‘’zafer kazanmış’’ anlamına gelen Kahire kentini kurdu.Zamanla
Kahire kenti Fatimi devletinin merkezi oldu.Halifelerin sarayları burada
yapıldı.
Al Azhar camisinin kitabesinde yapının
konstrüksiyonunu Cevher’in yönettiği anlatılır.
Al Azhar iki yılda tamamlandı ve 22
haziran 972’de ibadete açıldı.Caminin isminin Peygamberimizin kızı olan
‘’Fatima Al Zahra’’ dan geldiği düşünülür.
Fatimiler zamanında (972-1171) Al
Azhar üniversitesi küçüktü ve Şii öğretiyi işliyordu.Bu öğreti Fatimi coğrafyasında
etkiliydi fakat diğer Müslümanlar öğretim merkezi olarak Bağdat’ı kabul
ediyordu.
Eyyübiler iktidarı ele geçirdikten
sonra Al Azhar sunni eğitim vermeye başladı.Fakat bu dönemde diğer islami
okullar kadar popüler değildi.Memlük sultanı Baybars ve onun başbakanı Aydmer
yönetiminde Al Azhar adeta yeniden doğmuştur.Aydmer bir fon kurarak cami ve
okulun yenileştirme çalışmalarını yaptırmıştır.İslam dünyasında yetişmiş ilim
adamları Mısır’a davet edildi.Bu dönemde cami adeta altın devrini yaşadı.İslam
halifesi Müslüman dünyanın birliğini temsil ediyordu.Aynı-Calut savaşında
Moğolları yenen Baybars halife ve ailesini Kahire’ye davet etti.Bu geçiş
paralelinde birçok İslam alimi de Mısır’a göç etti.
Al Azhar camisinde kıble duvarına
paralel beş tane aks vardır.Bir tane aks
daha geniş ve daha yüksektir.Bu aks yapı kütlesinde bir hiyerarşi yaratır ve
mihrabı vurgular.Yapının orjinalinde üç tane kubbe vardır.Bir tanesi mihrabın
üstünde diğer ikisi ise kıble duvarının köşelerindedir.Bu özellik Kuzey Afrika
kökenlidir.Orjinal minare ana girişin üzerinde yükselir ve tuğladan
yapılmıştır.
Fatimi halifesi El Hafız lidin allah
(1129-49) yapının avlusuna dördüncü bir arkad daha eklemiştir.Bu
arkadlarda sivri kemerler
kullanılmıştır.Bu kemer formu gemi omurgasını andırır.
Badr Al
Cemali Camisi
El Cemali
yalnızca halife El Mustansir’in veziri değildi.Aynı zamanda kendisine Mısır’ı
yeniden canlandırma görevi de verilmişti.Ayrıca Kahire’nin savunma gücünü
yeniden düzenleyen kişilerin başında geliyordu.
Yapı cami
olarak bilinir fakat kitabesinde türbe olarak yapıldığı anlatılır.Kuzey cephede
yükselen kubbe bu iddiayı doğrular niteliktedir.Creswell bu kubbenin sonradan
eklendiğini söyler.Fakat Farid Shafi bunun orijinal olduğunu kanıtlamıştır.
Bir görüşe
göre yapı cami görünümünde izleme kulesi olarak tasarlanmıştır.Diğer bir görüşe
göre ise bu yapı El Cemali’nin anısına yapılmıştır.Özellikle Fatimilerin
karşılaştığı kaostan çıkmasında Cemali önemli bir rol oynamıştır.
Yapının
dikdörtgen kütlesi 22,5x17m ölçülerindedir.Yapı taş ve tuğladan
yapılmıştır.Minare 20m yüksekliğindedir.Minarenin şekli Tunustaki Kayravan Ulu
Caminin minaresini andırır.Minarede bulunan mukarnaslar Mısır’daki ilk mukarnas
örnekleridir.Bu detayın yapıya Cemali etkisiyle girdiği düşünülür.Çünkü Cemali
İran kökenlidir.
EL AKMAR CAMİ
Bu cami Halife Mustansir döneminde Ma’mun El Bata’ihi tarafından yapılmıştır.Cami,Fatimilerin politik bir kriz içinde olduğu dönemde inşa edilmiştir.Cami şehrin ana caddesi üzerinde yer alır.
Bu cami
cömert dekorasyonu ile dikkati çeker.Portal cephenin merkezinde yer
alır.Portalde günışığı gibi merkeze ulaşan bir dekorasyon vardır.Bu cami Şii
içeriğinin çokça kullanıldığı bir camidir.Cephede sağ ve soldaki vazolar Hasan
ve Hüseyin’i sembolize eder.Bu camide her kolon arası tuğla kubbe ile
örtülmüştür.
SEYYİDE RUKİYE CAMİSİ
Bu caminin
kare planlı ibadet alanı bir kubbe ile örtülmüştür.Caminin en önemli özelliği
kare plandan oktagonal kubbeye geçişte mukarnas kullanılmış olmasıdır.Bu detay
kendinden sonraki birçok yapıyı etkilemiştir.
SALAH TALA’İ CAMİSİ
Bu cami
Fatimi döneminde yapılan son camidir.Cami,sokak seviyesinden 4metre yukarıdadır
ve alt katı dükkan olarak kullanılır.Dükkanların geliri caminin bakımına
ayrılmıştır.Caminin dekorasyonunda taş oymacılığından yararlanılmıştır.Caminin
boyutları 53.5x27metre ölçülerindedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder