18 Aralık 2017 Pazartesi

KAHİRE'NİN İSLAMİ MİMARLIK TARİHİ-1.BÖLÜM
(Doris Behrens-Abouseif adlı yazarların ''İslamic Architecture İn Cairo'' isimli kitabının çevirisidir.)

 GİRİŞ
1-Kahire kenti Fatimilerin başkenti olarak 969 yılında kurulmuştur.Her yönetim  kendi mimarlığını yaratır.Fatimi halifesinin yönetimi ele geçirmesi yeni bir tarzın oluşmasına öncülük etmiştir.Bu süreçte Kıpti ve Bizans mimarisinin elemanları kullanılmıştır.Bu yeni yönetim birçok sanatçı ve mimarın Mısır'a gelmesini sağlamıştır.Çünkü yeni gelişen kent çekim merkezi olmuştur.Fatimiler 969-1171 yılları arasında hüküm sürmüştür.Devlet ismini Peygamberimizin kızından alır.Fatimiler Şiiliğin İsmaili mezhebine bağlıdır.Fatimilerin hükümdarlığında Mısır halkının çoğunluğu sunni müslümandı.Bu durum yönetim ile halk arasında kopukluk yaratmıştır.
2-Gezginler ve tarihçilere göre Fatimilerin başarılı olduğu yapılar saray yapılarıydı.Fatimi sanatı uzun etkileri olan bir sanattır.Fatimiler sıva,ahşap ve taş oymacılığını ve kufi işlemeli yazıları kullandılar.Fatimiler ve Bahri Memlük dönemlerinin mimarisi Kuzey Afrika mimarisinden izler taşır.Bu etki El-Hakim camisinde görülebilir.
3-Fatimi devletine Selahattin Eyyübi son vermiştir.Selahattin ortodoks bir sunniydi ve Fatimilerin Şii mezhebine  Mısır'da son vermek istiyordu.Eyyübiler döneminde öne çıkan din alimi İmam Şafi idi.İmam Şafi,şafi mezhebinin kurucusudur.Eyyübiler de bu mezhebi benimsemiştir.Dini kurumlarda siyasi propaganda yapma Fatimiler ile başlamıştır.Eyyübiler bu durumu devam ettirmişlerdir.Özellikle haçlılara karşı örgütlenme bu dini kurumlarda başlamıştır.
4-Eyyübi devletinden sonra  egemenliği Memlükler ele geçirmiştir.El Eşref Kaytbay'ın hükümdarlığı zamanında birçok cami inşa edildi.Bu camiler zengin dekorasyona sahipti ve genelde iki yolun kesiştiği yerde yapılırdı.Taştan yapılan kubbeler Memlük mimarlığının karakteristik özelliğidir.Cristel Kessler'e göre Makbara tarzındaki minarelerde kullanılan taş örme tekniği kubbelerde de kullanılmıştır.Faraj İbni Barkuk dergahının kubbesi Memlüklere ait en büyük taştan kubbedir.Bu yapının kubbesi zamana direnen ender yapı tekniklerinden birine sahiptir.
5-Mısır 1517'de Osmanlılar tarafından fethedildi.Bundan sonra Kahire bir İmparatorluk merkezinden çıkıp bir eyalet merkezi olmuştur.İstanbul'dan gönderilen bir paşa tarafından idare edilmiştir.Osmanlı döneminde Mısır'da yüze yakın Sebil inşa edilmiştir.Osmanlıların Mısır'ı fethi,Mısır mimarisini radikal anlamda bozmamıştır.Tersine yeni dekorasyon biçimlerini mevcut mimariye eklemiştir.Osmanlılar,Kahire'de üç çeşit Cami inşa etmişlerdir.Birincisi tamamen Osmanlı tarzındadır.Bu camilerde dekorasyon fazla yoktur.İkinci çeşitte cami Memlük tarzında ve minaresi Osmanlı tarzındadır.Osmanlı fetihçileri fethettikleri bölgelerde yerel zanaatkarları işten çıkarıp kendi ülkelerinden usta getirirdi.Bu şekilde Osmanlı minareleri Kahireye gelmiştir.Osmanlı paşalarının ölecek kadar uzun süre Kahire'de kalmamalarından ötürü bu dönemde anıtmezar pek yapılmamıştır.Ayrıca Memlük minarelerinin yerini Osmanlı minareleri almıştır.Anıtmezarlarda kubbe altındaki geçiş bölgesi(transitional zone) minarelerin balkonları,giriş portallari Memlüklerin mukarnaslarının sergilendiği özelliklerdir.Türk mimarlığı ve dekorasyon tekniği Avrupadan etkilenmiştir ve sonraları Kahireye dahil olmuştur.Geometrik dizaynlar,mukarnaslar veya Memlük tasarımları artık kullanılmaz.Osmanlı döneminde cephelerde çiçek kabartmaları kullanılır.Cephede kemerler yuvarlak biçimdedir.Pencere korkulukları metalden ve oldukça şık yapılmıştır.
6-Saraylar:Fatımi ve Memlük dönemine ait saraylar ayakta kalmamıştır.Sivil mimarlık dini mimarlığın paralelinde gelişmiştir.Avlular küçültülmüş,bazen de üzeri örtülmüştür.’’Qaca’’ yapılarda önemli bir rol oynar.Memlük rezidanslarının temel strüktürü ‘’Qaca’’ dır.Bu mekan resepsiyon holüdür ve yüksekliği diğer mekanlardan yüksektir.Bu mekanın ortasında bir süs havuzu yer alır.
7-Sivil mimarideki yapılardaki pencereler korkuluklu,renkli camlı,kemerli özellikler taşır ve camilerdeki gibidir.Konutlarda ‘’meşrebiye’’ denilen pencere detayları yer alır.Bu detay ışığı filtre ederken rüzgarın mekana girmesine izin verir.’’Maqcad’’ evin büyüğünün oturduğu odadır.Bu oda avluya bakar.Memlük ve Osmanlı dönemi konutlarında kullanılmıştır.Bu mekan evin üst katında yer alır ve avlunun manzarası rahatça izlenir.
8-Kahire’de ortaçağda bugünkü biçimiyle bir fast-food anlayışı hakimdi.Caddelerde tavuk,et ve balık gibi gıdalar pişirilirdi.Bu yüzden birçok küçük konutta mutfak yoktu.Kahve 16.yy da Mısır’a Osmanlılar tarafından getirildi ve zamanla oldukça popüler olduğundan şehrin birçok yerine kahvehaneler açıldı.
9-13.yy da yaşamış bir hekim olan Abdüllatif Mısır’daki hamamların doğudakilerin en iyileri olduğunu söyler.Hamamlar yalnızca hijyen amaçlı kullanılmaz,ısının hastalıkları iyileştirdiği düşünülür.Mısır’daki hamam tipolojisi Roma hamamlarını andırır.
10-Kahire’deki ilk cami 641-642 yılında askeri garnizon içinde yapılmıştır.Bu cami gösterişsizdir,avlusu yoktur ve dekorasyon yapılmamıştır.Bu cami peygamberimizin camisi gibi kerpiçten ve palmiye ağaçlarından yapılmıştır.Caminin Mekke’nin yönüne olan uyumu zorunlu bir durumdur.Camilere minareler Muaviye döneminde eklenmiştir.711 yılından itibaren düz olan dua nişi konkav olarak tasarlanmaya başlandı.Bu dua nişinin Hristiyanlıktan islama geçtiği düşünülür.Mısır’daki Kıpti inşaat ustalarının bu geçişin nedeni olduğu tahmin edilir.
11-İslamın ilk dönemlerinde Cuma namazının kılınabileceği cami sayısı azdı.Bu tarz camiler sadece birer ortaçağ camisi değildir.Aynı zamanda politik liderlerin konuşma yaptığı ve halkın toplandığı mekanlardır.

AMR İBNİ AL AS CAMİSİ
Amr İbni Al As ,bir İslam komutanı ve sahabedir.Peygamberimiz vefat ettikten sonra ,Amr ibni al
as,Hz Ömer’e Mısır’ı fethetmesini önermiştir.Amr,4000 kişilik bir orduyla Bizans ordusunu yenerek bugünkü Kahire’ye girmiştir.Bizans imparatoru 3.Konstantin kaybettiği İskenderiye şehrini geri almak için asker göndermiştir ve kısa bir savaştan sonra kontrolü ele geçirmiştir.Mekke’de bulunan Amr ibn al as komutayı ele geçirip orduyu göreve çağırmıştır.Amr,15000 kişilik ordusuyla Bizans ordusunu İskenderiye’de mağlup etmiştir.Bu tarihten sonra Mısır arap karakteri kazanmaya başlamıştır.
Amr ibni al as,komuta merkezi kurduğu yere yakın bir cami inşa ettirmiştir.Bu cami Mısır’daki en eski camidir.Cami 25x15m ölçülerindedir ve Peygamberimizin Medine’deki camisine benzer.Yapı tek bir kütleden oluşur ve avlusu yoktur.Yapının dört tane kapısı vardır.İki tane kapı kuzey cephede ve kamusaldır.Diğer iki kapı ise Dar-el imara’ya yani yönetim bölümüne açılır.




İBNİ TOLUN CAMİSİ
Abbasilerde herhangi bir yere vali olarak atanan komutanlar devlet içindeki etkilerini kaybetmemek için hilafet merkezinde kalıp yerlerine naip tayin ederlerdi.Bayık bey’de üvey oğlu Ahmet ibni tulun’u naip olarak Mısır’a vali tayin etmiştir.Bayık bey,Abbasi halifesi Mu’tezz’in iktidarda kalması için mücadele etmiş ve yönetimde söz sahibi olmuştur.Abbasilerin zamanla zayıflaması neticesinde hilafet makamı valilere söz geçiremez olmuş ve İbni Tulun bağımsız hareket etmeye başlamıştır.
Müslüman halifelerin ilk işleri kendi isteklerine göre bir kent kurmak olmuştur.Bu nedenle İbniTulun,kahire ve Fustat arasında Katai kentini kurmuştur.
Bu merkezde saray,hipodrom ve geniş bir cami inşa ettirmiştir.Fikri’nin anlattığına göre İbni Tulun’un gençliği Samarra’da geçmiş ve Al Mütevekkil camisinden çokça etkilenmiştir.Bu etki bir çok noktada görülebilir.Bunlar:1-Kolonların yerine kullanılan ve tuğladan inşa edilen payandalardır.Bu payandalar çatıyı ve kemerleri taşır.2-Sıva ve tuğla gibi malzemelerin kullanılması (Bu malzemelerin kullanılması İbni Tulun’un yaklaşımıyla ilgilidir.Al Qudhai’nin aktardığına göre İbni Tulun ‘’ Tüm Mısır alev alsa da ayakta kalacak ve tüm Mısır su altında kalsa yıkılmayacak nitelikte bir yapı olsun’’ demiştir.) 3-Spiral minare formu ve minarenin yapı içindeki konumu Yapının kitabesinde ‘’Emir,Allah’ın ona verdiği helal geliri kullanarak bu mübarek ve kutlu caminin yapımını gerçekleştirmiştir.’’yazmaktadır.
İbni Tulun camisi Abbasi sanatının karakteristik özelliklerini yansıtır.Cami 118x138m ölçülerindedir.Minare yapının dış avlusunda (ziyada) bulunur.Ziyada kutsal mekanı kamusal mekandan ayırır ve 19m genişliğindedir.
Yapıda kıble duvarının arkasında yönetim kademesinin kullandığı üç tane oda bulunur.Bu odalar maksura ile doğrudan ilişkilidir.(Maksura,halifenin ve yakın çevresinin namaz kıldığı özel alandır.)
Yapıda sıva oymacılığı ve ahşap işlemeler dikkati çeker.Bu dekorasyonlar Samarrastilindedir.Yapının cephesinde yer alan 128 adet pencerede vitray korkuluklar yer alır.Bu vitray korkulukların desenleri birbirinden farklıdır.



FATİMİ DÖNEMİ MİMARİSİ
AL-AZHAR CAMİSİ
Sicilyalı cevher (Jawhar the Sicilian) Sicilya’da doğdu.Bu sırada Sicilya Arapların kontrolündeydi.Genç yaşında Kuzey Afrika’ya getirildi ve Halife İsmail El Mansur’a teslim edildi.Halife El Muizz zamanında ise özgürlüğüne kavuştu.Daha sonraları ordu içinde yükselerek Kuzey Afrika’dan Mısır’a kadar olan bölgenin fethedilmesinde önemli rol oynadı.969 yılında ismi ‘’zafer kazanmış’’ anlamına gelen Kahire kentini kurdu.Zamanla Kahire kenti Fatimi devletinin merkezi oldu.Halifelerin sarayları burada yapıldı.
Al Azhar camisinin kitabesinde yapının konstrüksiyonunu Cevher’in yönettiği anlatılır.
Al Azhar iki yılda tamamlandı ve 22 haziran 972’de ibadete açıldı.Caminin isminin Peygamberimizin kızı olan ‘’Fatima Al Zahra’’ dan geldiği düşünülür.
Fatimiler zamanında (972-1171) Al Azhar üniversitesi küçüktü ve Şii öğretiyi işliyordu.Bu öğreti Fatimi coğrafyasında etkiliydi fakat diğer Müslümanlar öğretim merkezi olarak Bağdat’ı kabul ediyordu.
Eyyübiler iktidarı ele geçirdikten sonra Al Azhar sunni eğitim vermeye başladı.Fakat bu dönemde diğer islami okullar kadar popüler değildi.Memlük sultanı Baybars ve onun başbakanı Aydmer yönetiminde Al Azhar adeta yeniden doğmuştur.Aydmer bir fon kurarak cami ve okulun yenileştirme çalışmalarını yaptırmıştır.İslam dünyasında yetişmiş ilim adamları Mısır’a davet edildi.Bu dönemde cami adeta altın devrini yaşadı.İslam halifesi Müslüman dünyanın birliğini temsil ediyordu.Aynı-Calut savaşında Moğolları yenen Baybars halife ve ailesini Kahire’ye davet etti.Bu geçiş paralelinde birçok İslam alimi de Mısır’a göç etti.
Al Azhar camisinde kıble duvarına paralel beş tane aks vardır.Bir tane  aks daha geniş ve daha yüksektir.Bu aks yapı kütlesinde bir hiyerarşi yaratır ve mihrabı vurgular.Yapının orjinalinde üç tane kubbe vardır.Bir tanesi mihrabın üstünde diğer ikisi ise kıble duvarının köşelerindedir.Bu özellik Kuzey Afrika kökenlidir.Orjinal minare ana girişin üzerinde yükselir ve tuğladan yapılmıştır.
Fatimi halifesi El Hafız lidin allah (1129-49) yapının avlusuna dördüncü bir arkad daha eklemiştir.Bu arkadlarda  sivri kemerler kullanılmıştır.Bu kemer formu gemi omurgasını andırır.

Badr Al Cemali Camisi
El Cemali yalnızca halife El Mustansir’in veziri değildi.Aynı zamanda kendisine Mısır’ı yeniden canlandırma görevi de verilmişti.Ayrıca Kahire’nin savunma gücünü yeniden düzenleyen kişilerin başında geliyordu.
Yapı cami olarak bilinir fakat kitabesinde türbe olarak yapıldığı anlatılır.Kuzey cephede yükselen kubbe bu iddiayı doğrular niteliktedir.Creswell bu kubbenin sonradan eklendiğini söyler.Fakat Farid Shafi bunun orijinal olduğunu kanıtlamıştır.
Bir görüşe göre yapı cami görünümünde izleme kulesi olarak tasarlanmıştır.Diğer bir görüşe göre ise bu yapı El Cemali’nin anısına yapılmıştır.Özellikle Fatimilerin karşılaştığı kaostan çıkmasında Cemali önemli bir rol oynamıştır.
Yapının dikdörtgen kütlesi 22,5x17m ölçülerindedir.Yapı taş ve tuğladan yapılmıştır.Minare 20m yüksekliğindedir.Minarenin şekli Tunustaki Kayravan Ulu Caminin minaresini andırır.Minarede bulunan mukarnaslar Mısır’daki ilk mukarnas örnekleridir.Bu detayın yapıya Cemali etkisiyle girdiği düşünülür.Çünkü Cemali İran kökenlidir.
EL AKMAR CAMİ



Bu cami Halife Mustansir döneminde Ma’mun El Bata’ihi tarafından yapılmıştır.Cami,Fatimilerin politik bir kriz içinde olduğu dönemde inşa edilmiştir.Cami şehrin ana caddesi üzerinde yer alır.
Bu cami cömert dekorasyonu ile dikkati çeker.Portal cephenin merkezinde yer alır.Portalde günışığı gibi merkeze ulaşan bir dekorasyon vardır.Bu cami Şii içeriğinin çokça kullanıldığı bir camidir.Cephede sağ ve soldaki vazolar Hasan ve Hüseyin’i sembolize eder.Bu camide her kolon arası tuğla kubbe ile örtülmüştür.

SEYYİDE RUKİYE CAMİSİ
Bu caminin kare planlı ibadet alanı bir kubbe ile örtülmüştür.Caminin en önemli özelliği kare plandan oktagonal kubbeye geçişte mukarnas kullanılmış olmasıdır.Bu detay kendinden sonraki birçok yapıyı etkilemiştir.
SALAH TALA’İ CAMİSİ

Bu cami Fatimi döneminde yapılan son camidir.Cami,sokak seviyesinden 4metre yukarıdadır ve alt katı dükkan olarak kullanılır.Dükkanların geliri caminin bakımına ayrılmıştır.Caminin dekorasyonunda taş oymacılığından yararlanılmıştır.Caminin boyutları 53.5x27metre ölçülerindedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder