26 Mart 2015 Perşembe

Mimari Görünüşlerde Algı Sorunu

Mimari görünüşlerin dik açıyla bakan bir göze göre çizilmesi ciddi algı sorunları yaratabilir.Çünkü basit bir küpün bile farklı açılardan görünüşleri oldukça farklıdır.Dik açılı görünüşe göre tasarlanan bir yapıda mimarlar farklı açıların kullanımına özenebilirler.Fakat perspektif görünüşün bakılan yere göre değiştiğinin farkında olmayan bir mimar bu bilgiyi de kullanamaz.Özellikle tarihi yapılar bu dik açıya göre tasarlanırdı.Tarihi yapılar taştan ve yığma yöntemle inşa edildikleri için cephelerinde taşın dokusu ve ölçeği hissedilir.Taşın verdiği bu his sayesinde geleneksel yapılar gözümüze daha sıcak görünür.Modern yapılar ise bize daha hantal görünebilir.Standartlaşma ve yapıların hızlı yapılma isteği neticesinde cepheler hantal görünmeye başladı ve insan ölçeğini aştı.İnsan ölçeğini aşan yapılar insanda perspektif duygusu yaratmayabilir.Özellikle sokakların dar olması bu duyguyu engeller.İnsan ölçeğine yakın yapılar-gözün bakış açısı içerisinde bulunan-daha rahat kavranır. Çok katlı yapı inşa etmenin zor olması nedeniyle tarihi yapılar insan ölçeğindedir.Mimarların tasarım yöntemleri mimari algı anlamında sorunlar yaratabilir.Örneğin ölçekli çalışan bir mimar yapı inşa edilip birebir ölçekli yapıyı karşısında görünce hayal ettiği detayların farklı olduğunu görebilir.Tasarım açısından mimarın yapıyı inşa edilmiş haliyle hayal etmesi ve detaylarını bu yöntemle düşünmesi doğru olur.

25 Mart 2015 Çarşamba

minimal mimarinin olumlu yönü

Minimal mimarlık birçok mimarın ilgisini çeken bir alandır.Bunun bir sebebi minimal mimarinin mimarlığın mirasından doğrudan yararlanabilmesidir.Tarihi detayları sadeleştirerek kullanma çabası minimal mimaride iyi sonuçlar verebilir.Minimal mimaride önemli bir konu olumlu duyguların mimariye ve dolayısıyla insanlara yansıyabilmesidir.Sadelik ve dışa dönük yapılanma minimal mimaride önemsenen bir konudur.Süs ve dekorasyon ağırlıklı yapılar insanlar mutsuzken görünümleriyle insanların bu mutsuzluğunu ikiye katlar.Bu nedenle şehirlerimizde bazı bulvarların sade yapılardan oluşması bu olumsuz etkiyi bir nebze azaltır.Süslü yapıların gizemli ağırlığından uzaklaşmak isteyen kitleler soluğu bu sade yapıların ağırlıkta bulunduğu bulvarlarda alır.

18 Mart 2015 Çarşamba

Ahlaki Değerler Üzerine Bir Analiz

Ahlaki değerler önemsenmesi gereken olgulardır.Herhangi bir olay olumlu neticeleniyor ve insanı mutlu edebiliyorsa bu olay iyi olarak nitelenebilir.Fakat tersine acı verecek şekilde neticeleniyorsa kötü olarak nitelendirilir.Ahlaki inanışlarımız ile tavırlarımız arasında bir etkileşim vardır.Bu yüzden ahlaki değerlerimiz iyiye neden olacak şekilde biçimlenmelidir.Ahlaki değerlerimizin kökeni içinde büyüdüğümüz toplumdur.Eğer toplumda bozulma başlamışsa bu durum ister istemez bizlere de yansır.Eğer ben bozulursam toplumda bozulur mantığıyla hareket edersek toplumun yozlaşmasını engellemiş oluruz.Ahlaki değerlerimizi iyiye dönük inşa etmeliyiz.Çünkü ahlaki değerler insanların tutkularını kontrol edebilmelerini mümkün kılar.

17 Mart 2015 Salı

Fela Kuti'nin İdeolojisi

Afrika'nın çalınan haysiyeti Kuti'nin takıntısı olmuştur.Ona göre Nijerya insanlar için hapishane durumuna gelmiştir.Afrika umursamaz hırsızların ve hainlerin eline düşmüştür ve toplum aşağılayıcı bir hayat sürmektedir.Afrika'da birçok ülke terör olayları ve sömürgecilerin pençeleri altında yaşamak zorundadır.Kuti insanları eski prensiplere ve geleneklere dönmeye çağırır.Geleneksel normlarda gururlu,saygılı ve ahlaklı olma vardır.Geleneksel normlara dönmek için batı toplumunun,komünizmin,hristiyanlığın ve islamın ayartıcı yönlerinden uzak durulması gerektiğine inanır.

16 Mart 2015 Pazartesi

Ermeni Kiliselerinin Belirgin Özellikleri

Ermeni Kiliselerini belirgin kılan özellikler nelerdir?İlk olarak bütün kiliseler taştan yapılmıştır.Ahşabın yeterince bulunmaması yapılarda ahşabın kullanımını engellemiştir.Bu yüzden kiliselerin tavanları taştan yapılır.Volkanik tufa yaygın kullanılan yapı taşıdır.Koyu bazalt, yapıların temellerinde sıklıkla kullanılır.Tufa ideal yapı malzemesi olmuştur.Hafiftir,kolay şekil verilebilir,sağlamdır ve suya dayanıklıdır.Kiliselerin ikinci belirgin özelliği tavanlarının kubbeli olmasıdır.Yapıları kubbeli tasarlamak isteği mimarları merkezi planlar yapmaya zorlamıştır.Ermeni mimarların sorunu ''kompleks iç mekanlı hacimleri taştan nasıl yaparız ve merkezi kubbeyi depreme dayanıklı olacak şekilde nasıl inşa ederiz '' olmuştur.Duvar detaylarında,duvarlar iki tabakalı yapılır.İçteki tabaka taşıyıcı duvardır.Dıştaki ise üzerine dekorasyon yapılan tabakadır.Bu tabakaların biraraya gelmelerinde beton kullanılmıştır.Günümüzdeki anlamıyla olmasa da zamanının ilerici çözümlerinden biridir.Roma dönemine öncelik eden bir uygulamadır.
Ermeni Kiliselerinin kütle oranları hala araştırılan bir konudur.Üstteki çizimde görüldüğü gibi formların birbirleri ile ilişkilerinde üçgenin açıları kullanılmıştır.Bu üçgen açıları birbirleri ile ilişkili olan açılardır.Her açı belirli bir modülden oluşur.

15 Mart 2015 Pazar

Alvaro Siza Vieira De Castro House Yapısı Analizi

Vieira De Castro House
Alvaro Siza tasarladığı bu konut yapısında açılı kütlesel yaklaşımını yinelemiştir.Bi de kütlelerin bağımsız görüntüsü dikkat çekicidir.Siza kütlesel oranları vurgulama konusunda oldukça başarılı bir mimar.Resimde görülen yapısında önde yeralan kütlede açılan pencereler altın kesime uygun bir çözümdür.Bu kütle de arkasındaki kütle ile oran açısından uyumludur.kütlelerin serbest hali gözümüzü rahatsız etmez.Aynı zamanda kütlede açılan boşluklar ustalık eseridir.Siza'yı etkileyen en önemli mimar Alvar Aaltodur.Aalto yapılarında oranları kullanmaya özen göstermiştir.kütleler arasında matematiksel bir bağlantı kurmak çok önemli bir çalışmadır.Çünkü mimaride güzel yapı bir anlamda oranlı yapı anlamına gelir.

14 Mart 2015 Cumartesi

Alvaro Siza'nın yeni bir tasarım dili oluşturması

PINTO & SOTTO MAIOR BANK 
Oliveira de Azemeis, Portugal 1971-1974
Alvaro Siza tasarladığı banka binasında mimarlığın dilini yeniden kuruyor.Yapının her katı farklı biçimlerde ve bağımsız olarak kendilerini ifade ediyorlar.Geleneksel mimari çözümlerde kat düzlemleri üst üste gelirler.Çevremizdeki birçok yapı da bu düşünceyle tasarlanır.Mimarlığın dilini yeniden kurmak  sadece yeni kaplamalar kullanmak değildir.Alvaro Siza'nın buna benzer yapı çözümleri de fazla değil aslında.Siza işlevselliği kabul görmüş planlar üzerinden tasarım yapmayı tercih ediyor.Fakat iki-üç yapısı ciddi anlamda yeni bir yaklaşım içeriyor.Resimde görülen banka yapısı bu çözüme uyan örneklerden birisi.Bu çözümü uygulamasında bankanın işlevininde etkisi var.Banka yapısının holler-dolaşım mekanları ve ofislerden oluşması tasarım açısından esneklik sağlar.Yapıda geniş camlar kullanılması ferah iç mekanlar oluşmasını sağlar.Siza'nın bu yenilikçi tasarımı biraz da iç mekana dönük bir çabadır.İç mekanda akıcı çizgiler oluşturmak gibi bir düşüncesi var.

13 Mart 2015 Cuma

azuma house-tadao ando
Mimarlık dilini yeniden kurgulamak,mevcut mantığın dışına çıkmak veya tekrar eden uygulamaları yapmamak.Mevcut mimarlık dilinin dışına çıkmak ülkemizde belki de çok zor.Aslında sadece ülkemizde değil dünyada çok zor.Çünkü insanlar sosyal statülerini yaşadıkları yapılara yansıtmak istiyorlar.Görkemli ve ifadesi güçlü yapılarda yaşamak istiyorlar.Mimarlık insanlara yeni bir yaşam biçimi sunabilecek kadar güçlü bir araçtır.Toplum olarak bunun farkında olmasak da mimarlık yeni bir yaşam ortamı sunabilir.Tadao Ando'nun tasarladığı azuma evi bu duruma güzel bir örnektir.Yapının yapıldığı çevre kaotik bir ortamdır.Manzarası olmayan bir çevredir.Mimar burada kendi avlusu olan,içe dönük bir ortam düşünmüştür.İnsanlar rüzgarı duyup,yağmuru hissederler.İnsan bu yapıda yaşadığını hissedebilir.Küçük ölçekli bir yapıdır belki ama savunduğu fikirler çok büyüktür.

5 Mart 2015 Perşembe

Yeni yapılan konut projelerinde(rezidans da denebilir)cephe kaplamaları bana oldukça soğuk göründü.Genelleme yapmak yanıltıcı olacaktır ama birçok projede malzemeler mat bir dokuda seçiliyor.Cam,mat ahşap ve metal yüzeyler zihnimde soğuk bir algı oluşturdu.Konut mekanının ve mekanın cepheye yansımasının sıcak olması gerekir.Çünkü konutun işlevi budur.Konut veya ev huzur bulunan,dingin bir yerdir.Peyzaj yapıların soğukluğunu bir nebze kırar ama bu dokunuş da bir yere kadardır.Mimarlığın imkanlarından faydalanmamız gerekir ama klasik malzemeleri de unutmamak iyi olur.Tasarım özgün olursa malzemelerde buna katkı sağlar.Klasik durmaz.Bu tip çok katlı prestijli yapılarda yapının insan ölçeğine giren cephe kısımları farklı bir şekilde tasarlanabilmelidir.Çünkü yapı boyunca tekrar eden cephe düzeninin insan ölçeğinde algısı oldukça zordur.

  • Mimari insanda bir jestin oluşmasını sağlamalıdır.İyi mimaride birçok düşünce vardır.İnsanlar güzel mimariye jest ile karşılık verebilirler.
  • Her işlevsel bina güzel değildir.Bu önermenin tersi de doğrudur.Her güzel bina işlevsel değildir.
  • Güzellik oranlar ve pozitif formlarla ilgilidir.Pozitif formlar psikolojimiz üzerinde olumlu izlenimler bırakır.Bu yapıların imgelerini zihnimizde işaretleriz.Akıcı ve dinamik çizgiler cephelerde fark edilebilir bir etki yaparlar.Özellikle eğik çizgiler dikkat çekicidir.
  • Mimari pek çok düşüncenin,düşünce birikiminin tasarıma yansımasıdır.İyi mimarlar yoğun fikirlerini bizlere yansıtabilenlerdir.
  • Tarihi detayları yoğun bir şekilde tekrarlamak bize yeni fikirler iletmezler.Hatta bazen bu yapıların yeni yapılmış olduğuna bile inanmayız.
  • Durağan ve heyecansız mimarlar tasarladıkları sönük binalar ile olumsuz enerjilerini bizlere yansıtırlar.
  • İnsanlar kentlerde fark yaratan yapılar arıyorlar.Bunu birçok insandan sitemkarda olsa işitmişimdir.Haklılar da.Bütün yapılar sıradan,tekdüze ve insan ruhunda olumlu anlamda herhangi bir duygu oluşturmuyorlar. 
.Kütlede boşluk açmada nasıl bir yöntem uygulanabilir?
.Yapıda bulunan mekanlar kütlede açılacak boşluğun formunu etkiler mi?
.Geniş boşluklar mı,desen oluşturan boşluklar mı yoksa mekandan farklı bağımsız bir cephe mi?
.İnsanlar işlevden çok cephe ile mi ilgilenir veya yapının bulunduğu cadde yapının cephesinin algılanmasını etkiler mi?
.Renksiz,yüksek katlı yapıların bulunduğu,genişliği fazla olmayan bir caddede bulunan yapıların cepheleri vurgulayıcı olmalı mıdır?
.Dar bir sokakta yürüyen insanlar cepheleri yeterince fark edebilir mi?


mimari kalıplardan kurtulmak

İnsanlar çocuk yaşlardan itibaren kurallara uymaya,otoriteye boyun eğmeye alıştırılırlar.Bu yüzden  birçok konuda düzen ararlar.Otoriteye boyun eğmek,kanunlara,kurallara alışmaya çalışmak insanları bir anlamda sınırlandırır.Biz mimarlar, mimarlık okullarında yeterince sınırlandırılmış bulunmaktayız.Kalıpları kırmak ciddi sorgulama ve sonucunda değişim gerektirir.Okullarda öğrendiğimiz bilgiler üzerinde düşünmeden uygulama yapmak eksik noktaların kalmasına yol açabilir veya öğrenilen detaylarla yetinmek de belirli bir süreden sonra yeterli gelmeyebilir.Aynı yaklaşım planlama yaparken standartlarla yetindiğimizde de geçerlidir.Standartların da sorgulanması gerekir.Çünkü her gerçekliğin alt gerçeklikleri muhakkak vardır.Standartlar sorgulandığında yeni bilgiler,yeni kesinlikler elde edilebilir.Bu beceriyi kazanmak için gözlem yapmak yeterli olur.Mülakatçı olmak da mimari detay bilgisinin derinleşmesine yardımcı olabilir.
Dikey formlar bir yükseklik duygusu taşırlar.Bu formlar baskın ve heybetli formlardır.Dikey formlar ağır bir etki uyandırırlar.Yatay çizgiler ise yerçekimine karşı huzurlu,sakin,dingin formlardır.Yatay çizgilerin konut yapılarında ağırlıkla kullanılmasına şaşırmamak gerekir aslında.Çünkü yatay çizgiler konutun işlevi ile uyumlu formlardır.Konut veya ev kavramı huzuru ve dinginliği ifade eder.Tarihi konut yapılarında dekoratif öğelerin yoğun kullanılması tesadüf değildir.Fakat üstteki resimde görülen İzmir Aliağa Hükümet konağı bir resmi yapıdır.Bu cephede dikey formun ağırlığı biraz da devletin gücünü,otoriteyi ifade eder.Bu yapılar biraz da siyasi rejimdeki değişimi yansıtır.Osmanlı mimarisinden Cumhuriyete geçilen dönemde,yaşanan devrimin etkisi,gücü mimariye doğrudan yansır.Cumhuriyetin ilk dönemlerinde cephelerin ifadesi donuk,ciddi,stabil durumdadır.Özellikle kamu yapılarında bu ağırlığı fazlasıyla hissederiz.
İnsanın taş ile ilgili bir geçmişi vardır.Bizler taşa küçük yaşlardan itibaren dokunuruz,dokusunu hissederiz.Bu yüzden taş bize yabancı değildir.Betonarme yapılar ise sıva ile kaplandığı zaman ruhunu kaybeder,dokusu kaybolur.Çıplak betonun soğukluğunu hissederiz.Betonarme yapılarda beyaz rengin özel bir anlamı vardır.Beyaz renk kütleyi daha hafif gösterir.Özellikle yapı küçük ölçekli ise hafiflik etkisi daha fazla olur.Çünkü bu oranlardaki yapılar insan ölçeğine yakındırlar.Beyaz renk özellikle farklı kütlelere sahip olan yapılarda bu kütleler arasında bir bütünlük kurulmasına yardımcı olur.Le corbusier'in villa savoyesi klasik ama güzel bir örnektir.yapının teras katında bulunan kavisli duvarlar mevcut dikdörtgen kütle üzerinde hiç sırıtmazlar.Farklı kütleler arasında beyaz rengin katkısıyla güzel bir uyum sağlanır.Villa savoye'de hacim vurgusu da belirgindir.tablo pencereler bu yapıyı mimarlık tarihinde önemli bir konuma getirmiştir.
villa savoye-le corbusier
Ülkemizde Le corbusier pek değer verilen bir mimar değildir maalesef.Fakat mimarlık teorisine katkıları küçümsenmeyecek kadar fazladır.Özellikle ışığı mimari tasarımda kullanması çağdaş mimarları etkileyen bir alandır.Ülkemizde anlaşılmamasının nedeni çevremizdeki yapıların onun yapılarına bazı açılardan benzemesidir.Fakat her yapıyı kendi zamanında değerlendirirsek böyle bir yanılgıya düşmemiş oluruz.Sonuçta Le corbusierinde bir değişim süreci oldu.Yapılarının dili bir dönem ciddi anlamda değişti.

4 Mart 2015 Çarşamba

kemerli cephelerde hacim ve düzlem vurgusu

Yapılarda hacim etkisi dikkat etmesek de veya fark etmesek de gözümüze uygun düşen,gözümüzün görmeyi arzuladığı bir detaydır.Özellikle tarihi yapılarda kemerli giriş cephelerinin arkasında beliren hacim, gün içinde, güneşinde etkisiyle değişen görünümler sunar.Bu cepheler aynı zamanda düzlem vurgusu da yaparlar.Özellikle girişin geri çekilmesiyle oluşan bu hacim yeni deneyimler sunar.
Giriş cephesinde kemer ve dikdörtgenin birleşiminden oluşan bu düzlem yapıya dikey formundan dolayı ağırlık,kemerin pozitif etkisinden dolayı ise bir dinginlik katar.Bu düzlemin tekrarlı kullanımı ise olumlu psikolojik etkisini daha da artırır.Bu detayın özellikle dini yapılarda ağırlıkla kullanılmış olmasına pek şaşırmamak gerekir.

şelale evi üzerine bir analiz

     Frank Lloyd Wright'ın tasarımlarında çoğunlukla kullandığı yatay düzlemler insan gözünde büyüleyici etki bırakırlar.Bu düzlemler havada asılı kalmış izlenimi uyandırırlar.Günlük hayatımızda bir objenin boşlukta yer alması ilk bakışta gözümüzde etkileyici bir izlenim yaratır.Şelale evinde düzlemlerin yarattığı etki olağanüstüdür.Çünkü farklı doğrultudaki iki düzlem havada asılı duruyor gibidir.
    Mimarın bu jesti yapının karşısında duran insanlara aynen aktarılır.Mimari eserin tasarım aşamasında mimar kendisini yapının karşısında hayal ederek bu etkiyi tasarım aşamasında yaşamış olmalıdır.Düzlemlerin yerçekimine karşı duruyormuş izlenimi yaratması yapıyı kullananlar ve görenlerin üzerinde ciddi anlamda bir etki bırakır.Zaten bu eser mimarlık tarihinde adından en fazla sözedilen eserlerden biridir.
     
    Yapının cepheleri güneş altında nasıl görünür? Hangi renklerde ve farklı malzemelerle güneş altında nasıl bir etki yaratır? Bu etkinin sağlanması bazı mekanların güneş alan cephelerde olmasına bağlıdır.Tasarımda bu duruma dikkat edilir.Kuzey cephesinin etkisi güneye göre farklıdır.Bu etkiyi gözlemleyebilmek için gün içinde yapı sürekli izlenebilir ve belli aralıklarla cephelerin fotoğrafları çekilir.
    Yapının dış cephesinin dokusu havanın değişimi ile farklı karakterlere bürünebilir.Bunu sağlamak için malzemenin karakterini araştırmak gerekebilir.
    Özellikle taştan yapılan tarihi yapılarda taşın renginin gri olması hava değişimlerinde insan psikolojisi üzerine ciddi tesir eder.Çünkü hava kapandıkça gri renk siyaha yaklaşır.Siyaha bürünen cepheler ise gizemli bir etki yaratırlar.Fakat rengin beyaza yaklaşması ise canlı bir etki yapar ve insan ruhu üzerinde pozitif bir etki yapar.Bu durum yapı kütlesinin algısının zor olduğu,oransız yapılarda daha büyük bir problem yaratır.Malzeme mimari cümlenin sadece bir öğesidir.Fakat oran,parçalı kütleler,kolay kütle algısı ise mimari cümlenin belkide en önemli unsurlarıdır.Eğer bu unsurlar iyi sağlanmışsa malzeme kullanımındaki önemsemezlik bile belkide dikkati çekmeyecektir.