16 Nisan 2015 Perşembe

Mimari Tasarımda Keyfilik Problemi

Bugün evrensel mimaride büyük bir keyfilik söz konusu.Ülkeler mimarisinin birbirine benzemesi mimarları biçimsel arayışa itiyor.
Mimarlar her mimari tasarımlarında farklı bir yöntem deniyor.Böyle bir dünyada neyin iyi ya da neyin kötü olduğunu belirlemek imkansız oluyor.Mimar olarak hangi yöntem veya stili tercih etmeliyiz,tarihi detayları mı kullanmalıyız,biçim ağırlıklı mı yoksa işlev ağırlıklı mı tasarım yapmalıyız?Bu yüzden mimar olarak kendimizi bulmamız belki de yıllar alıyor.Fakat bizi teselli eden bir şey var o da insanların özgün yapılara değer vermesi.Gerçekten dikkat çeken,nitelikli,sanat kurallarını dikkate alan,oranlı yapılar görülmeye değer oluyor.Mimarlıkta her mimar kendi yöntemini uyguluyor.Kendisi bir dil kuruyor ve hayata da öyle bakıyor.Fakat bu yöntemde de bir keyfilik var.Mesela Guggenheim müzesi buruşturulmuş kağıtlardan oluşmuş gibi.Tek özelliği biçiminin dikkat çekiyor olması.Bu tarz zor biçimlerin yapılabilir olması aslında bizlerin dikkatini çeken unsur.Sadece yeni yapım tekniklerini kullanmak amacıyla yapılmış gibi duruyor.Tarihi yapılarda ise durum biraz farklı.Örneğin antik yunanda temel geometrik formlar asil oldukları için tercih edilirdi.Formların insan algısı üzerindeki etkileri mimarlar tarafından bilinirdi. Mimarlar temel formlar arasında matematiksel oranlar kurarak cephede bir ifade yakalamışlardı.Yunan Akropolünde Parthenon tapınağını ele alırsak ilginç sonuçlar elde ederiz.Tapınağın üçgen alınlığı kendi içinde altın orana göre düzenlenmiş formlardan oluşur.Yapıda temel geometrik formlar kullanılır.Fakat yapının şehirdeki konumu,ölçeği,anıtsal sütunlar üzerinde yükselişi,cephesel bakışlarda perspektif hissi vermesi gibi algısal detaylar yapıyı değerli kılar.İnsanlar bunun gibi detayları anladıkça yapılara değer verir.Bu durum yalnızca mimarlıkta geçerli bir anlayış değil,hayatın birçok alanında bunun gibi çarpıcı örnekler karşımıza çıkar. Mimarlık dışında aklıma gelen bir detayı paylaşmak isterim;Bir postacı güvercinini neden önemseriz veya merak ederiz hiç düşündünüz mü?Çünkü bu kuş kilometrelerce ötedeki bir mekanı tanır ve aldığı postayı alıcısına teslim eder.Onlarca ev arasından doğru evi bulur.Normal sıradan bir güvercini ise pek merak etmeyiz.Postacı güvercininin doğasını ve zekasını anlamak bizi mutlu eder. Mimari tasarımda birçok olayı göz önüne alan bir yapı da bizim dikkatimizi çeker.Onu öğrenme eğilimi gösteririz.Onu öğrenmek bizi mutlu eder.Bu yapılar hakkında belgeseller bile izleriz.Çünkü bu tarz yapılar matematiksel gizlerle doludur.Cephesel ifade kütleler arasındaki matematiksel oranlar yardımıyla kurulmuştur.Mimar Sinan'ın camilerinde kubbelerin kendi aralarında ve minareyle oranları gibi.Matematiksel oranlar mimarın hayal gücüyle sınırlıdır.Günümüzde ise asil mimarlık ve oranlar yeterince kullanılmıyor.Bana göre bunun en önemli nedeni mimarların tasarıma yeterince vakit ayırmıyor oluşu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder