1 Aralık 2016 Perşembe
F.L Wright'ın sezgisel tasarıma bakışı
Frank Lloyd Wright tasarım sürecini anlatırken sezgisel tasarımı şöyle anlatır: ''Tasarımı kağıda dökmeden önce zihinde kurgulamak gerekir.Zihinde tasarım üzerinde deformasyonlar,eklemeler vs. yapılır ve bir komposizyon oluşturmaya çalışılır.Zihinde heyecan uyandıran bir tasarım yakalandığında kağıda geçirilir.'' Bu yaklaşım aslında expresyonist bir dışavurumun tanımıdır.
4 Kasım 2016 Cuma
''Site Planning and Design Handbook''(Toplu konut alanı tasarımı el kitabı) Kitabı Çeviri Notlarım
1-Sitelerde güneşe karşı konumlanma önemli bir faktördür.Bu konumlanma peyzajı da etkiler.Kuzeye doğru yönlenme güneye göre soğuk olur.Güney-batı ise yaz aylarında sıcak olur.
2-Site analizi yapılırken heyelan,sel,deprem,yeraltı suyu gibi faktörler hakkında bilgi toplamak gerekir.
3-Mevcut arazide değerli sayılabilecek ağaç türleri varsa bu ağaçlar yeni tasarımda korunabilir.Ağaçların site içerisindeki konumu yeni çizilecek projeler için önemli bir faktördür.
4-Site analizi yapılırken arazinin gökyüzünden çekilmiş fotoğraflarını elde etmek faydalı olur.Fakat birçok kez bu uygulama pahalıdır.Planları okumakta zorlanan müşteriler için bu fotoğraflar iyi çözümler sunar.
5-Site planlamasına başlamadan önce toprak analizi yaptırmak gerekir.
6-Sıvılaşma:Depremle ilgilidir.Deprem anında sarsılan toprak lapa gibi olur.Normalde sert olan toprak yumuşar.Toprağın yoğunluğu artarsa sıvılaşma riski azalır.%15 oranında killi topraklarda sıvılaşma görülmediğine inanılır.Bu kil oranı toprağı korur.
7-Arazi incelemesi yaparken sel durumundaki drenaj da hesaplanmalıdır.
8-Site tasarımı yapılırken yapı için içme suyu ve kanalizasyon bağlantıları analiz aşamasında düşünülmelidir.
9-Engelliler ile ilgili kriterler Amerika'da yasalaşmıştır.Engelliler de normal insanlarla eşit erişim hakkına sahiptir.
10-Toplumun tasarım ile ilgili görüşleri genelde muğlaktır.Tasarımcı sezgisel düşünerek genelde kabul görmüş yaklaşımları benimseyebilir.(Bitki seçimi,mimari elementler,stil,malzeme,yaya ve taşıt davranışı)
11-Tesviye İşleri:Yeni yapılacak bina alanlarında kazı-dolgu işlerini minimize etmek uygun olur.Arazinin karakterini korumak en uygun çözüm olur.Yollar, konturlar boyunca olmalı,binalar ise düz araziye konumlanmalıdır.
12-Toprağın Özelliği:Parçacıklı topraklar alt tabaka olarak kullanılabilir.Çakıl-taneli topraklar drenaj ve sağlamlık açısından avantajlı topraklardır.Kütlesel olarak yoğun olan topraklar taşıyıcı niteliği iyi olan topraklardır.
13-Yamaçlarda Yapı Gelişimi:Her yamaç farklıdır.Eğim,toprak,hidroloji,jeoloji,bitki yapısı,yön gibi fiziksel veriler farklılaşır.Yamaçlarda kazı işleri masraflıdır.Yamaçlarda yapı yapmak masraflı olmasına rağmen manzara imkanı daha iyi olduğu için daha çok tercih edilir.Eğimli arazilerde yapı tasarlanırken doğanın karakterini korumak ana tema olmalıdır.
14-Site Arazisinde Tesviye İşlerini Minimize Etmek:Arazideki düzenleme işlemleri sonraki aşamada erozyona yol açabilir.Arazideki mevcut drenaj dokusunun belirlenerek korunması gerekir.Arazide bitki dokusunun yokluğu toprağın erozyona meyilli olmasına yol açar.Bitki tabakasının kaybı durumunda toprak,yağmur suyunu çekmez.Bitki tabakası sayesinde toprak -yağmur,rüzgar ve erozyon kuvvetlerine karşı durur.
15-Kot Farklarını Etkili Kullanmak:Düşük kotlu banketler,konutun içinden bakanlar için güzel bir görünüm sunarlar.Arsa içerisindeki kot farklarını tasarımda değerlendirmek faydalı olur.Derin kotlu banketler özellikle gürültüyü engellemede bir çözüm sunar.Bu çözümler gürültünün kaynağı banketin arkasında olursa geçerli olur.Banketlerde yoğun bir bitki dokusunun bulunması gürültüyü azaltıcı bir etkendir.
16-Şev'in Mukavemeti:Yeni bir şev inşa ederken şevin stabilitesi temel konu olmalıdır.Şev tasarımının ana konusu toprağın karakterini anlamaktır.Toprak parçacıklarının birbirini tutma kuvveti önemli bir detaydır.Şev dikleştikçe toprağın birarada durma kabiliyeti de azalır.
17-İstinat Duvarları:Şevin dayanıklılığını artıracak önlemler almak gerekir.Bu önlemleri almak için genellikle istinat duvarları yapılır.Şevin açısının az olduğu durumlarda ahşap veya taş istinat duvarları da yapılabilir.İstinat duvarları genellikle meyilli yapılır.Kum çuvalları istinat duvarı yapımında ekonomik bir çözüm sunar.Tuğla ve betonarme istinat duvarlarında drenaj önlemini almak gerekir.Yağmur suları yukarıdan aşağı yönlendirilerek pozitif drenaj yapılmalıdır.Su basıncını kaldıracak borular kullanılmalıdır.
18-Erozyonu Kontrol Altına Almak:Erozyon,toprağın rüzgar veya suyla beraber kontrolsüz hareketidir.Toprak partikülleri yağmurun etkisiyle birbirinden ayrılır.Şevin açısı dikleştikçe ve yağmur fazla yağdıkça erozyonun şiddeti de artar.Toprak erozyonu yüzünden tarımda kullanılan toprağın kalitesi düşer.Ayrıca limanlar erozyon nedeniyle kaybolan topraklarla dolarak kullanılamaz hale gelir.
Erozyonu kontrol etmek için site tasarımı yapıldıktan sonra bitki ekimi ve sert zeminler yapılmalıdır.
19-Bir insanın saniyedeki yürüme mesafesi 120 cm'dir.(4 ft/s)Bu hız birçok faktöre bağlıdır.Gençler yaşlılardan daha hızlı yürür.Yürüyüş yolunda,bağlantı noktalarına yaklaştıkça yürüyüş hızı yavaşlar.Yürüyüş yollarında drenaj için % 1 eğim yeterlidir.Eğimin % 3'ü aşmaması iyi olur.
2R+T=66-68,5 cm
R:rıht yüksekliği
T:Basamak genişliği
Rampaların genişliği minimum 90cm olmalıdır.Rampaların sahanlığının genişliği 150cm olmalıdır ve tekerlekli sandalye rahatça sahanlıkta dönebilmelidir.Rampanın çıkış kolunun uzunluğu 180cm'i geçerse rampanın iki tarafına tutamaçlar yapmak gerekir.
20-Açık Alanlarda Erişebilirlik:Engelliler site içerisinde otoparklara ve rekreasyon alanlarına rahatça erişebilmelidir.Nüfus içerisinde belli bir oranda engelli insanın olduğu bilinen bir durumdur.Ayrıca insanlar yaşlandıkça da fiziksel rahatsızlıklar geçirebilirler.Site alanındaki bariyerler ve engeller kaldırılmalıdır.
Görme engelli insanlar çevrelerini dokunma ile tanır ve bilgi edinirler.Kot farklarının fazla olduğu yerlere korkuluklar koymak iyi olur.Ağaçlar insan boyunun üzerinde bulunmalıdır.Özellikle yürüyüş yollarında çalılar engellilere zorluk çıkarır.
Mekanların sınırlarının belli olması engelliler için önemli bir detaydır.
21-Çocuk Oyun Alanları:Oyun alanlarında çocukların kaza geçirmesi çoğunlukla görülen bir durumdur.Bu nedenle park ekipmanlarının standartlara uygun olması gerekir.Oyun alanları doğrudan caddeye bağlantılı olmamalıdır.Bu alanlar caddeden belli bir mesafe uzakta yer almalıdır.Oyun alanlarının etrafında ailelerin oturması için banklar yer almalıdır.Oyun alanlarında kafadan yaralanma ciddi risk oluşturur.
22-Bahçelerde veya okullarda yapılan taş ihata duvarları rüzgarın etkisi altındadır.Bu yüzden bu duvarların bir kısmının toprak altında olması dayanıklılığını artırır.
23-Su öğesinin rahatlatıcı ve serinletici etkisinden dolayı sitelerde yoğun kullanımı vardır.Küçük göletler biyotik özellikler taşıyabilir.(bitki,balık vb.)Havuzlar ise biyotik özellik taşımaz.Yapay göletlerde balıkların yaşayabilmesi ve kışı geçirebilmesi için göletin belli bir derinliğe sahip olması gerekir.
24-Teras Tasarımı:Terasların zemini yaya trafiğine ve don etkisine dayanacak sağlamlıkta olmalıdır.Zemin kaplamasının kırılma dayanımı önemlidir.Dış ortamlarda ,özellikle kışın dondurucu etkisine maruz kalacak zemin kaplamalarının bu etkiye dayanacak standarda sahip olması beklenir.Don etkisine maruz kalacak kaplamaların harcı Type-S standardına uygun olmalıdır.Bu harcın basınç dayanımı yüksektir.
25-Sokak ve Park Alanları Tasarımı:Kentlerde kaldırımlar gündüzleri ısıyı depolayarak geceleri ortama verirler.Bu nedenle yapılaşmanın yoğun olduğu kentler daha sıcaktır.Açık renk kaldırım malzemeleri kullanmak ısı etkisini azaltır.
Caddeler,yayaların karşıdan karşıya rahatça geçebilmesine imkan vermelidir.
Kullanılan en geniş araçlar okul otobüsleridir.Yol tasarımında geniş araçların dönüş yapabileceği alanlar dikkate alınmalıdır.
26-Araçlarda şoförler güvenlik açısından belli bir görüş uzaklığına sahip olmalıdır.Şoför önündeki tehlikeleri fark edebilmelidir.Normal otomobiller yol yüzeyinden 1 metre yukarıdan bir görüşe sahiptir.Büyük araçlar daha iyi görüş olanağı sunar.Geniş yollar insanlar için tehlike yaratırlar.Bu yollardan karşıya geçmek zordur.Aynı zamanda bu yolların bakımı da zordur.Yağmur yağdığında yol üzerinde yoğun miktarda su birikir.
20 milin altındaki hızlarda bir otomobil yayaya çarparsa yayada ciddi bir yaralanma olmaz.Fakat 30 milin üzerindeki hızlar öldürücüdür.
27-Modern Sokak Tasarımı:Hollanda'da bulunan ''woonerf '' cadde tasarımı avrupada bulunan ve dünyanın birçok ülkesinde uygulanan bir yöntemdir.Woonerf'in kelime anlamı ''yaşayan sokak'' tır.Bu düzende taşıt trafiği kısıtlanmış ve sokaklar yayalara ve bisikletlilere ayrılmıştır.Woonerf'te taşıtların hız limiti oldukça düşürülmüştür.Caddeler kıvrımlı yapılarak taşıtların hızları azaltılmıştır.
Geniş ve sürekli düz giden yollar sürücülerin hızlanmasını teşvik eder.
28-Çıkmaz Sokak Tasarımı:Tasarımcılar bu düzeni mecburen tercih ederler.Kullanıcılar ise bu tasarımdan memnundur.Çünkü bu düzende komşular arası mahremiyet fazladır.Çıkmaz sokağın uzunluğu arttıkça araçların dönebileceği bir alan bırakmak gerekir.
29-Yol kenarlarında bulunan sıtabilize alanlar büyük araçların dönmesine imkan tanır.
30-Alışveriş merkezlerinin ne kadar otoparka ihtiyaç duyduğunu belirlemek zor bir iştir.Çünkü bu yapıların ihtiyacı kısa zamanda değişiklik gösterir.Konutların ve endüstriyel yapıların otopark ihtiyacını belirlemek daha kolaydır.
31-Kaldırımlar yerel yönetimlerin seçimine bağlıdır.Kaldırım asfalt veya beton olabilir.Her iki durumda da önemli olan kaldırım alt zemininin sağlam olmasıdır.Kaldırımda yük analizi doğru yapılmalıdır.Bu yüke uygun bir taban seçimi yapılmalıdır.
32-Gözenekli kaldırım taşı kullanmak önemli bir faktördür.Kaldırımdan süzülen su toprağa karışır.Gözenekli yollar ağırlığa maruz kaldığında zarar görebilir.Bu nedenle trafiğin az olduğu otoparklarda tercih edilmelidir.
33-Otopark Alanlarının Çevreye Verdiği Zararı Azaltmak:Park alanlarına aşırı miktarda yağmur yağması veya alanın aşırı sıcağa maruz kalması ciddi zararlar oluşturur.Bunu önlemek için park alanlarında yeşil alanlar oluşturmak gerekir.Bu yeşil alanlarda yer alan büyük ağaçlar park alanını yağmurdan ve aşırı sıcaktan korur.Park alanının en az % 5'i kadar yeşil alan bırakılmalıdır.Bu yeşil alanlar kış aylarında karın toplandığı alanlar olur.
34-Yağmur Sularının Yönetimi:Caddelerden ve park alanlarından toprağa sızan yağmur suları fabrikalardan daha kirlidir.Toprağın suyu filtre edebileceği bir sistem düşünülmelidir.Yağmur sularını toplayıp toprağa karışması engellenmelidir.toprağa karışan yağmur suyu miktarı azalırsa kirlilikte azalır.
35-Site Tasarımı:Thomas Hylton:''Save our lands,save our towns'' adlı kitabında konut çevresinin tasarımı konusunda şunları söyler:1-Sitelerde yoğunluk yaya ulaşımına verilmelidir.2-Konutlardan okula,işe,alışverişe yürüyerek gidilebilmelidir.3-Caddeler ve binalar insan ölçeğinde olmalıdır.
36-Kaliteli bir toplumsal çevrenin karakteristikleri şunlardır:
1-Mekan hissi
2-İnsan ölçeği
3-Müstakil komşuluk
4-Çeşitlilik
5-Toplu taşımaya uygun tasarım
6-Yeşil alan ve ağaçlar
7-Arka cephelerde otopark alanları
8-İnsancıl mimarlık
9-Dış mekanlar
10-Kolay bakım ve güvenlik
37-Site tasarımına başlamadan önce topografik haritalar elde edilir.Daha sonra araziye gidilerek konut yapımına uygun alanlar belirlenir.Konut alanı ulaşılabilir rahat bir yer olmalıdır.Eğimli arazilerin şekli genelde irregular formda olur ve arazinin fiziksel yapısını yansıtır.
38-Parselasyonlarda gridal şemalar daha avantajlıdır.Gridal şehir planlarında yön bulmak daha kolaydır ve parsele binanın oturumu rahat olur.Gridal şehir planlarında araçlar hız yapmaya meyillidir.Kavisli caddelerde hız yapan daha seyrektir.Çünkü sürücünün bakış açısı azalmıştır.
39-Ticari mekanlar kurulabilmesi için bu alanlar çevresinde belirli oranda bir trafik akışı olmalıdır.Büyük ölçekli alışveriş merkezleri bu kaygıları taşımayabilir.Yolların kesişim yerleri ticari projeler için şanslı noktalardır.Alışveriş merkezlerinde otoparklar görüntü kirliliği yapar,bu nedenle bu alanların bina arkasında düşünülmesi yerinde olur.
40-Binalar yerleştirilirken iklim gözönüne alınmalıdır.Özellikle soğuk iklimlerde,yapı,güneş alacak şekilde konumlanmalıdır.Yapının cephesi güneş alacak şekilde açık olmalıdır.
Güneşe karşı oryantasyonda en iyi yön doğu-batı yönüdür.Özellikle dikdörtgen binalar bu yönde yerleştirilirse oldukça işlevsel olur.
41-Peyzaj tasarımı,bir manzara sunmak veya yayaları yönlendirmek amaçlı yapılabilir.Simetrik olarak dengelenen ağaçlar sıtabilite ve sembolik bir anlam kazanırlar.Konutlar arasında yeşillendirilen alanlar yaz aylarında gölgelik sunar ve mekanı insan ölçeğine yaklaştırırlar.Site tasarımında yerel ağaçlar kullanmak bakım kolaylığı sağlar,habitatı korur ve daha doğal bir çevre oluşmasını sağlar.
2-Site analizi yapılırken heyelan,sel,deprem,yeraltı suyu gibi faktörler hakkında bilgi toplamak gerekir.
3-Mevcut arazide değerli sayılabilecek ağaç türleri varsa bu ağaçlar yeni tasarımda korunabilir.Ağaçların site içerisindeki konumu yeni çizilecek projeler için önemli bir faktördür.
4-Site analizi yapılırken arazinin gökyüzünden çekilmiş fotoğraflarını elde etmek faydalı olur.Fakat birçok kez bu uygulama pahalıdır.Planları okumakta zorlanan müşteriler için bu fotoğraflar iyi çözümler sunar.
5-Site planlamasına başlamadan önce toprak analizi yaptırmak gerekir.
6-Sıvılaşma:Depremle ilgilidir.Deprem anında sarsılan toprak lapa gibi olur.Normalde sert olan toprak yumuşar.Toprağın yoğunluğu artarsa sıvılaşma riski azalır.%15 oranında killi topraklarda sıvılaşma görülmediğine inanılır.Bu kil oranı toprağı korur.
7-Arazi incelemesi yaparken sel durumundaki drenaj da hesaplanmalıdır.
8-Site tasarımı yapılırken yapı için içme suyu ve kanalizasyon bağlantıları analiz aşamasında düşünülmelidir.
9-Engelliler ile ilgili kriterler Amerika'da yasalaşmıştır.Engelliler de normal insanlarla eşit erişim hakkına sahiptir.
10-Toplumun tasarım ile ilgili görüşleri genelde muğlaktır.Tasarımcı sezgisel düşünerek genelde kabul görmüş yaklaşımları benimseyebilir.(Bitki seçimi,mimari elementler,stil,malzeme,yaya ve taşıt davranışı)
11-Tesviye İşleri:Yeni yapılacak bina alanlarında kazı-dolgu işlerini minimize etmek uygun olur.Arazinin karakterini korumak en uygun çözüm olur.Yollar, konturlar boyunca olmalı,binalar ise düz araziye konumlanmalıdır.
12-Toprağın Özelliği:Parçacıklı topraklar alt tabaka olarak kullanılabilir.Çakıl-taneli topraklar drenaj ve sağlamlık açısından avantajlı topraklardır.Kütlesel olarak yoğun olan topraklar taşıyıcı niteliği iyi olan topraklardır.
13-Yamaçlarda Yapı Gelişimi:Her yamaç farklıdır.Eğim,toprak,hidroloji,jeoloji,bitki yapısı,yön gibi fiziksel veriler farklılaşır.Yamaçlarda kazı işleri masraflıdır.Yamaçlarda yapı yapmak masraflı olmasına rağmen manzara imkanı daha iyi olduğu için daha çok tercih edilir.Eğimli arazilerde yapı tasarlanırken doğanın karakterini korumak ana tema olmalıdır.
14-Site Arazisinde Tesviye İşlerini Minimize Etmek:Arazideki düzenleme işlemleri sonraki aşamada erozyona yol açabilir.Arazideki mevcut drenaj dokusunun belirlenerek korunması gerekir.Arazide bitki dokusunun yokluğu toprağın erozyona meyilli olmasına yol açar.Bitki tabakasının kaybı durumunda toprak,yağmur suyunu çekmez.Bitki tabakası sayesinde toprak -yağmur,rüzgar ve erozyon kuvvetlerine karşı durur.
15-Kot Farklarını Etkili Kullanmak:Düşük kotlu banketler,konutun içinden bakanlar için güzel bir görünüm sunarlar.Arsa içerisindeki kot farklarını tasarımda değerlendirmek faydalı olur.Derin kotlu banketler özellikle gürültüyü engellemede bir çözüm sunar.Bu çözümler gürültünün kaynağı banketin arkasında olursa geçerli olur.Banketlerde yoğun bir bitki dokusunun bulunması gürültüyü azaltıcı bir etkendir.
16-Şev'in Mukavemeti:Yeni bir şev inşa ederken şevin stabilitesi temel konu olmalıdır.Şev tasarımının ana konusu toprağın karakterini anlamaktır.Toprak parçacıklarının birbirini tutma kuvveti önemli bir detaydır.Şev dikleştikçe toprağın birarada durma kabiliyeti de azalır.
17-İstinat Duvarları:Şevin dayanıklılığını artıracak önlemler almak gerekir.Bu önlemleri almak için genellikle istinat duvarları yapılır.Şevin açısının az olduğu durumlarda ahşap veya taş istinat duvarları da yapılabilir.İstinat duvarları genellikle meyilli yapılır.Kum çuvalları istinat duvarı yapımında ekonomik bir çözüm sunar.Tuğla ve betonarme istinat duvarlarında drenaj önlemini almak gerekir.Yağmur suları yukarıdan aşağı yönlendirilerek pozitif drenaj yapılmalıdır.Su basıncını kaldıracak borular kullanılmalıdır.
18-Erozyonu Kontrol Altına Almak:Erozyon,toprağın rüzgar veya suyla beraber kontrolsüz hareketidir.Toprak partikülleri yağmurun etkisiyle birbirinden ayrılır.Şevin açısı dikleştikçe ve yağmur fazla yağdıkça erozyonun şiddeti de artar.Toprak erozyonu yüzünden tarımda kullanılan toprağın kalitesi düşer.Ayrıca limanlar erozyon nedeniyle kaybolan topraklarla dolarak kullanılamaz hale gelir.
Erozyonu kontrol etmek için site tasarımı yapıldıktan sonra bitki ekimi ve sert zeminler yapılmalıdır.
19-Bir insanın saniyedeki yürüme mesafesi 120 cm'dir.(4 ft/s)Bu hız birçok faktöre bağlıdır.Gençler yaşlılardan daha hızlı yürür.Yürüyüş yolunda,bağlantı noktalarına yaklaştıkça yürüyüş hızı yavaşlar.Yürüyüş yollarında drenaj için % 1 eğim yeterlidir.Eğimin % 3'ü aşmaması iyi olur.
2R+T=66-68,5 cm
R:rıht yüksekliği
T:Basamak genişliği
Rampaların genişliği minimum 90cm olmalıdır.Rampaların sahanlığının genişliği 150cm olmalıdır ve tekerlekli sandalye rahatça sahanlıkta dönebilmelidir.Rampanın çıkış kolunun uzunluğu 180cm'i geçerse rampanın iki tarafına tutamaçlar yapmak gerekir.
20-Açık Alanlarda Erişebilirlik:Engelliler site içerisinde otoparklara ve rekreasyon alanlarına rahatça erişebilmelidir.Nüfus içerisinde belli bir oranda engelli insanın olduğu bilinen bir durumdur.Ayrıca insanlar yaşlandıkça da fiziksel rahatsızlıklar geçirebilirler.Site alanındaki bariyerler ve engeller kaldırılmalıdır.
Görme engelli insanlar çevrelerini dokunma ile tanır ve bilgi edinirler.Kot farklarının fazla olduğu yerlere korkuluklar koymak iyi olur.Ağaçlar insan boyunun üzerinde bulunmalıdır.Özellikle yürüyüş yollarında çalılar engellilere zorluk çıkarır.
Mekanların sınırlarının belli olması engelliler için önemli bir detaydır.
21-Çocuk Oyun Alanları:Oyun alanlarında çocukların kaza geçirmesi çoğunlukla görülen bir durumdur.Bu nedenle park ekipmanlarının standartlara uygun olması gerekir.Oyun alanları doğrudan caddeye bağlantılı olmamalıdır.Bu alanlar caddeden belli bir mesafe uzakta yer almalıdır.Oyun alanlarının etrafında ailelerin oturması için banklar yer almalıdır.Oyun alanlarında kafadan yaralanma ciddi risk oluşturur.
22-Bahçelerde veya okullarda yapılan taş ihata duvarları rüzgarın etkisi altındadır.Bu yüzden bu duvarların bir kısmının toprak altında olması dayanıklılığını artırır.
23-Su öğesinin rahatlatıcı ve serinletici etkisinden dolayı sitelerde yoğun kullanımı vardır.Küçük göletler biyotik özellikler taşıyabilir.(bitki,balık vb.)Havuzlar ise biyotik özellik taşımaz.Yapay göletlerde balıkların yaşayabilmesi ve kışı geçirebilmesi için göletin belli bir derinliğe sahip olması gerekir.
24-Teras Tasarımı:Terasların zemini yaya trafiğine ve don etkisine dayanacak sağlamlıkta olmalıdır.Zemin kaplamasının kırılma dayanımı önemlidir.Dış ortamlarda ,özellikle kışın dondurucu etkisine maruz kalacak zemin kaplamalarının bu etkiye dayanacak standarda sahip olması beklenir.Don etkisine maruz kalacak kaplamaların harcı Type-S standardına uygun olmalıdır.Bu harcın basınç dayanımı yüksektir.
25-Sokak ve Park Alanları Tasarımı:Kentlerde kaldırımlar gündüzleri ısıyı depolayarak geceleri ortama verirler.Bu nedenle yapılaşmanın yoğun olduğu kentler daha sıcaktır.Açık renk kaldırım malzemeleri kullanmak ısı etkisini azaltır.
Caddeler,yayaların karşıdan karşıya rahatça geçebilmesine imkan vermelidir.
Kullanılan en geniş araçlar okul otobüsleridir.Yol tasarımında geniş araçların dönüş yapabileceği alanlar dikkate alınmalıdır.
26-Araçlarda şoförler güvenlik açısından belli bir görüş uzaklığına sahip olmalıdır.Şoför önündeki tehlikeleri fark edebilmelidir.Normal otomobiller yol yüzeyinden 1 metre yukarıdan bir görüşe sahiptir.Büyük araçlar daha iyi görüş olanağı sunar.Geniş yollar insanlar için tehlike yaratırlar.Bu yollardan karşıya geçmek zordur.Aynı zamanda bu yolların bakımı da zordur.Yağmur yağdığında yol üzerinde yoğun miktarda su birikir.
20 milin altındaki hızlarda bir otomobil yayaya çarparsa yayada ciddi bir yaralanma olmaz.Fakat 30 milin üzerindeki hızlar öldürücüdür.
27-Modern Sokak Tasarımı:Hollanda'da bulunan ''woonerf '' cadde tasarımı avrupada bulunan ve dünyanın birçok ülkesinde uygulanan bir yöntemdir.Woonerf'in kelime anlamı ''yaşayan sokak'' tır.Bu düzende taşıt trafiği kısıtlanmış ve sokaklar yayalara ve bisikletlilere ayrılmıştır.Woonerf'te taşıtların hız limiti oldukça düşürülmüştür.Caddeler kıvrımlı yapılarak taşıtların hızları azaltılmıştır.
Geniş ve sürekli düz giden yollar sürücülerin hızlanmasını teşvik eder.
28-Çıkmaz Sokak Tasarımı:Tasarımcılar bu düzeni mecburen tercih ederler.Kullanıcılar ise bu tasarımdan memnundur.Çünkü bu düzende komşular arası mahremiyet fazladır.Çıkmaz sokağın uzunluğu arttıkça araçların dönebileceği bir alan bırakmak gerekir.
29-Yol kenarlarında bulunan sıtabilize alanlar büyük araçların dönmesine imkan tanır.
30-Alışveriş merkezlerinin ne kadar otoparka ihtiyaç duyduğunu belirlemek zor bir iştir.Çünkü bu yapıların ihtiyacı kısa zamanda değişiklik gösterir.Konutların ve endüstriyel yapıların otopark ihtiyacını belirlemek daha kolaydır.
31-Kaldırımlar yerel yönetimlerin seçimine bağlıdır.Kaldırım asfalt veya beton olabilir.Her iki durumda da önemli olan kaldırım alt zemininin sağlam olmasıdır.Kaldırımda yük analizi doğru yapılmalıdır.Bu yüke uygun bir taban seçimi yapılmalıdır.
32-Gözenekli kaldırım taşı kullanmak önemli bir faktördür.Kaldırımdan süzülen su toprağa karışır.Gözenekli yollar ağırlığa maruz kaldığında zarar görebilir.Bu nedenle trafiğin az olduğu otoparklarda tercih edilmelidir.
33-Otopark Alanlarının Çevreye Verdiği Zararı Azaltmak:Park alanlarına aşırı miktarda yağmur yağması veya alanın aşırı sıcağa maruz kalması ciddi zararlar oluşturur.Bunu önlemek için park alanlarında yeşil alanlar oluşturmak gerekir.Bu yeşil alanlarda yer alan büyük ağaçlar park alanını yağmurdan ve aşırı sıcaktan korur.Park alanının en az % 5'i kadar yeşil alan bırakılmalıdır.Bu yeşil alanlar kış aylarında karın toplandığı alanlar olur.
34-Yağmur Sularının Yönetimi:Caddelerden ve park alanlarından toprağa sızan yağmur suları fabrikalardan daha kirlidir.Toprağın suyu filtre edebileceği bir sistem düşünülmelidir.Yağmur sularını toplayıp toprağa karışması engellenmelidir.toprağa karışan yağmur suyu miktarı azalırsa kirlilikte azalır.
35-Site Tasarımı:Thomas Hylton:''Save our lands,save our towns'' adlı kitabında konut çevresinin tasarımı konusunda şunları söyler:1-Sitelerde yoğunluk yaya ulaşımına verilmelidir.2-Konutlardan okula,işe,alışverişe yürüyerek gidilebilmelidir.3-Caddeler ve binalar insan ölçeğinde olmalıdır.
36-Kaliteli bir toplumsal çevrenin karakteristikleri şunlardır:
1-Mekan hissi
2-İnsan ölçeği
3-Müstakil komşuluk
4-Çeşitlilik
5-Toplu taşımaya uygun tasarım
6-Yeşil alan ve ağaçlar
7-Arka cephelerde otopark alanları
8-İnsancıl mimarlık
9-Dış mekanlar
10-Kolay bakım ve güvenlik
37-Site tasarımına başlamadan önce topografik haritalar elde edilir.Daha sonra araziye gidilerek konut yapımına uygun alanlar belirlenir.Konut alanı ulaşılabilir rahat bir yer olmalıdır.Eğimli arazilerin şekli genelde irregular formda olur ve arazinin fiziksel yapısını yansıtır.
38-Parselasyonlarda gridal şemalar daha avantajlıdır.Gridal şehir planlarında yön bulmak daha kolaydır ve parsele binanın oturumu rahat olur.Gridal şehir planlarında araçlar hız yapmaya meyillidir.Kavisli caddelerde hız yapan daha seyrektir.Çünkü sürücünün bakış açısı azalmıştır.
39-Ticari mekanlar kurulabilmesi için bu alanlar çevresinde belirli oranda bir trafik akışı olmalıdır.Büyük ölçekli alışveriş merkezleri bu kaygıları taşımayabilir.Yolların kesişim yerleri ticari projeler için şanslı noktalardır.Alışveriş merkezlerinde otoparklar görüntü kirliliği yapar,bu nedenle bu alanların bina arkasında düşünülmesi yerinde olur.
40-Binalar yerleştirilirken iklim gözönüne alınmalıdır.Özellikle soğuk iklimlerde,yapı,güneş alacak şekilde konumlanmalıdır.Yapının cephesi güneş alacak şekilde açık olmalıdır.
Güneşe karşı oryantasyonda en iyi yön doğu-batı yönüdür.Özellikle dikdörtgen binalar bu yönde yerleştirilirse oldukça işlevsel olur.
41-Peyzaj tasarımı,bir manzara sunmak veya yayaları yönlendirmek amaçlı yapılabilir.Simetrik olarak dengelenen ağaçlar sıtabilite ve sembolik bir anlam kazanırlar.Konutlar arasında yeşillendirilen alanlar yaz aylarında gölgelik sunar ve mekanı insan ölçeğine yaklaştırırlar.Site tasarımında yerel ağaçlar kullanmak bakım kolaylığı sağlar,habitatı korur ve daha doğal bir çevre oluşmasını sağlar.
30 Ekim 2016 Pazar
Mimari Önermeler-2-
Mimari önermeler mimarlığın yalın halleridir ve bu önermelerin toplamı mimarlığı oluşturur.Mimari önermeler mimari eserleri inceleyerek-gözlem yoluyla-elde edilebilir.Özellikle mimar olmayan kişilerin tasarladığı yapıların detaydan yoksun olmasının en önemli nedeni bu önermelerin farkında olmayışlarıdır.Mimari önermeler planlamada bir öykü oluşturur.Bu durum aslında dilin yapısından ve dilin gerçeklikle kurduğu bağdan kaynaklanır.Çünkü önermeler bir resmi karşılar.Mimari önermelerin oluşturduğu kurgu bir öykünün doğmasına neden olur.Tabi bu durum mimarlar tarafından ele alınırsa oluşur.Mimari önermelerin kapsamını genişleten ve arayış içerisinde olan mimarlar detay açısından oldukça zengin eserler verirler.
27 Ekim 2016 Perşembe
Nesnelerin Şey Durumları
Wittgenstein Tractotus Logicos adlı kitabında nesneler ile ilgili
'' Nesneler şey durumlarının bileşiminden oluşur.Her nesnenin şey durumları farklıdır ve kendine özgüdür.Şey durumlarının bileşimi yeni nesneler oluşturur.Şey durumları nesnelerin yalın halidir.Bu yalın haller kendi içinde bir kodlamaya sahiptir ve doğru yerinde kullanılarak yeni bileşimler oluşturur.''der.Hayatın birçok alanında da aynı durum vardır.Bir spor takımında önemsiz olan bir sporcu diğer bir takımda kurtarıcı olabilir.Çünkü diğer takımın sistemine tam uyum sağlar.Mimarlıkta da benzer durum var.Her mimari akımın kendi kodları var.Mimari akıma yeni giren detaylar akımın kodlarına uyum sağlar ve kaynaşırlar.Mimari akım her mimari detayı bünyesine katmaz.
'' Nesneler şey durumlarının bileşiminden oluşur.Her nesnenin şey durumları farklıdır ve kendine özgüdür.Şey durumlarının bileşimi yeni nesneler oluşturur.Şey durumları nesnelerin yalın halidir.Bu yalın haller kendi içinde bir kodlamaya sahiptir ve doğru yerinde kullanılarak yeni bileşimler oluşturur.''der.Hayatın birçok alanında da aynı durum vardır.Bir spor takımında önemsiz olan bir sporcu diğer bir takımda kurtarıcı olabilir.Çünkü diğer takımın sistemine tam uyum sağlar.Mimarlıkta da benzer durum var.Her mimari akımın kendi kodları var.Mimari akıma yeni giren detaylar akımın kodlarına uyum sağlar ve kaynaşırlar.Mimari akım her mimari detayı bünyesine katmaz.
10 Ekim 2016 Pazartesi
Batı Uygarlığının Mimarlık Üzerindeki Etkisi
Mimarlığın gelişimini bilmek, bugünü anlamada bizlere oldukça faydalı olur. Mimarlığın zaman zaman oldukça karmaşık olabileceğini düşünürsek,bu bilgilerin önemli olabileceğinin farkına varırız.
Mimarinin evrimi uygarlığın evrimine paralel olarak
gelişti.Uygarlıklarını geliştirmek isteyen uluslar mimariye değer verdiler.Mimarlık uygarlığın bir parçası sayıldı.Bu toplumlar gelişmiş mimarilerini dünyanın her yerinden gelen ziyaretçilere açtılar.
Mimarlık tarihinde Mimari öykü kavramı önemli bir yer tutar.İlk çağ konutlarında mimari öykü sadece temel insani gereksinimleri karşılamaya dönüktür.Mimari öykü gelişmiş fakat konstrüksiyon bilgisi ilkel düzeydedir.Evler basit ve kare,dikdörtgen planlıdır.Bu evlerin plansal öyküleri de oldukça basittir.
Mimariyi biçimlendiren teknik öyküdür.Burada balta metaforu iyi bir örnektir.Kesici bir işlev kazansın diye taşlar yontuldu ve zaman içerisinde bu alet balta şeklini aldı.Aynı yaklaşım mimarlık için de geçerlidir.Bir çok mimari detay zaman içerisinde biçim kazanmıştır.
Mimarlık birçok alt gerçekliğin vücut bulmuş halidir.Bu alt gerçeklikler mimari öyküyü oluşturur.En basitinden en karmaşığına doğru mimari eserlere bakacak olursak bu temel prensibin değişmediğini görürüz.
Zamanın ruhu mimariye de yansır.Her dönem etkin olan sanatsal anlayışlardan mimarlıkta etkilenir.
Antik yunanda Basit geometrik formlar Sokrates tarafından asil formlar olarak tarif edildi ve bir anlam kazandı.Rönesans dönemi antik yunan mimarisinin gelişmiş biçimidir.Bu dönemde heykel ve resimdeki ilerleme mimarlığı doğrudan etkilemiştir.Modern mimari ise kendi çağının sanatından etkilenmiştir.Modern mimari antik yunandan beri gelen sembolik mimarlığı ve bu anlamlandırmayı terk etti.Daha sade sayılan ve geleneksel Japon mimarlığına yakın bir biçimlenme tercih etti.İnsanın doğa ile bağ kurmasını amaçladı.1910'lardan 1970'lere kadar bu yaklaşım batı dünyasında devam etti diyebiliriz.Fakat Rusyada bolşeviklerin iktidara gelmesinden sonra ortaya çıkan konstrüktivizm mimaride yeni imkanlar sundu.Mimarlar Soyut sanatın (Vassily Kandinsky ve Picasso)ilkelerini mimarlığa aktardı.Soyut sanatın mimarlıktaki kullanımı günümüze dek gelen ve dekonstrüktivistlerce de kullanılan bir yöntem.
Mimarlık dilini yeniden yorumlamak isteyen dekonstrüktivistler mimarinin geleneksel biçimlenmesini terk etti.Geometrik biçimlenmenin kurgusunu yeniden düzenleme amacında oldular.Peter Eisenman,Daniel Libeskind,Zaha Hadid bu akımın öncüleri.Geometrik biçimlenmede daha özgür olma ve soyut sanatı kullanma mimarlığın kalıplarından çıkmasını sağladı.Teknolojik imkanlar bu mimarinin hayata geçmesine imkan sağladı.Artık en karmaşık geometrik modeller bile inşa edilebiliyor.Mimarlık hayal gücünün genişlediği ölçüde zenginleşiyor.Madalyonun diğer yüzüne bakacak olursak geleneksel mimarlık ekonomik olma gayesinde olanlarca tercih edilmeye devam ediyor.
Mimarlık çift kutupta yol almaya devam ediyor.Ekonomik ve düşünsel anlamda gelişmiş olan batı uygarlığı ile gelişmekte olan ülkeler mimarinin farklı kutuplarında sayılır.Batı uygarlığı düşünsel üstünlüğünü diğer ülkelere kabul ettirme çabasında.Mimarlıkta da durum farklı değil.Batılı tarzda inşa edilen eserler artık birçok yerde görülebiliyor.
Mimarinin evrimi uygarlığın evrimine paralel olarak
gelişti.Uygarlıklarını geliştirmek isteyen uluslar mimariye değer verdiler.Mimarlık uygarlığın bir parçası sayıldı.Bu toplumlar gelişmiş mimarilerini dünyanın her yerinden gelen ziyaretçilere açtılar.
Mimarlık tarihinde Mimari öykü kavramı önemli bir yer tutar.İlk çağ konutlarında mimari öykü sadece temel insani gereksinimleri karşılamaya dönüktür.Mimari öykü gelişmiş fakat konstrüksiyon bilgisi ilkel düzeydedir.Evler basit ve kare,dikdörtgen planlıdır.Bu evlerin plansal öyküleri de oldukça basittir.
Mimariyi biçimlendiren teknik öyküdür.Burada balta metaforu iyi bir örnektir.Kesici bir işlev kazansın diye taşlar yontuldu ve zaman içerisinde bu alet balta şeklini aldı.Aynı yaklaşım mimarlık için de geçerlidir.Bir çok mimari detay zaman içerisinde biçim kazanmıştır.
Mimarlık birçok alt gerçekliğin vücut bulmuş halidir.Bu alt gerçeklikler mimari öyküyü oluşturur.En basitinden en karmaşığına doğru mimari eserlere bakacak olursak bu temel prensibin değişmediğini görürüz.
Zamanın ruhu mimariye de yansır.Her dönem etkin olan sanatsal anlayışlardan mimarlıkta etkilenir.
Antik yunanda Basit geometrik formlar Sokrates tarafından asil formlar olarak tarif edildi ve bir anlam kazandı.Rönesans dönemi antik yunan mimarisinin gelişmiş biçimidir.Bu dönemde heykel ve resimdeki ilerleme mimarlığı doğrudan etkilemiştir.Modern mimari ise kendi çağının sanatından etkilenmiştir.Modern mimari antik yunandan beri gelen sembolik mimarlığı ve bu anlamlandırmayı terk etti.Daha sade sayılan ve geleneksel Japon mimarlığına yakın bir biçimlenme tercih etti.İnsanın doğa ile bağ kurmasını amaçladı.1910'lardan 1970'lere kadar bu yaklaşım batı dünyasında devam etti diyebiliriz.Fakat Rusyada bolşeviklerin iktidara gelmesinden sonra ortaya çıkan konstrüktivizm mimaride yeni imkanlar sundu.Mimarlar Soyut sanatın (Vassily Kandinsky ve Picasso)ilkelerini mimarlığa aktardı.Soyut sanatın mimarlıktaki kullanımı günümüze dek gelen ve dekonstrüktivistlerce de kullanılan bir yöntem.
Mimarlık dilini yeniden yorumlamak isteyen dekonstrüktivistler mimarinin geleneksel biçimlenmesini terk etti.Geometrik biçimlenmenin kurgusunu yeniden düzenleme amacında oldular.Peter Eisenman,Daniel Libeskind,Zaha Hadid bu akımın öncüleri.Geometrik biçimlenmede daha özgür olma ve soyut sanatı kullanma mimarlığın kalıplarından çıkmasını sağladı.Teknolojik imkanlar bu mimarinin hayata geçmesine imkan sağladı.Artık en karmaşık geometrik modeller bile inşa edilebiliyor.Mimarlık hayal gücünün genişlediği ölçüde zenginleşiyor.Madalyonun diğer yüzüne bakacak olursak geleneksel mimarlık ekonomik olma gayesinde olanlarca tercih edilmeye devam ediyor.
Mimarlık çift kutupta yol almaya devam ediyor.Ekonomik ve düşünsel anlamda gelişmiş olan batı uygarlığı ile gelişmekte olan ülkeler mimarinin farklı kutuplarında sayılır.Batı uygarlığı düşünsel üstünlüğünü diğer ülkelere kabul ettirme çabasında.Mimarlıkta da durum farklı değil.Batılı tarzda inşa edilen eserler artık birçok yerde görülebiliyor.
30 Ağustos 2016 Salı
Doğadan Yansıyan Seslerin Güzelliği
İnsan doğası güzel sesler duymaya yatkındır.Kalabalıklardan yansıyan sesler insan psikolojisinde kaygıya yol açar.Kuş sesleri ve doğadan yansıyan sesler insanı rahatlatır.Günümüzde şehirlerin doğadan uzaklaşması insanın ruhunu sıkan bir atmosferin oluşmasını sağladı.Güzel seslerin yapı içerisinden hissedilmesi insanı mutlu edecek bir ayrıntıdır.
28 Temmuz 2016 Perşembe
Mimari Önermeler
Mimarlıkta bir tasarlama mantığı vardır.Bir mimari planlama birçok önermenin toplamından oluşur.Örnek önermeler sırasıyla şunlar olabilir:
1.Yapıya kütlenin neresinden giriş yapmalıyım
2.Yapı içerisinde sirkülasyon nasıl olmalı
3.Yapının karşısına geçtiğimde nasıl hissetmeliyim
4.Yapıya girdiğimde iç mekan beni nasıl etkilemeli
Bunun gibi önermeler ve beklentiler her yapı için belirlenebilir ve bu önermeleri yazılı hale getirmek gerekir.Bu önermeler yapının özünü oluşturur ve yapının yalın halleridir.Yapı bu yalın hallerin toplamından oluşur.Mimarlıkta en önemli durum önermeleri artırmaktır.Bu önermeler arttıkça kullanıcı üzerindeki etki de artacaktır.Le Corbusier'in söylediği gibi asıl yaratıcılık planlarda yapılır yani planlarda önermeleri artırmak yaratıcılığı sağlar.
1.Yapıya kütlenin neresinden giriş yapmalıyım
2.Yapı içerisinde sirkülasyon nasıl olmalı
3.Yapının karşısına geçtiğimde nasıl hissetmeliyim
4.Yapıya girdiğimde iç mekan beni nasıl etkilemeli
Bunun gibi önermeler ve beklentiler her yapı için belirlenebilir ve bu önermeleri yazılı hale getirmek gerekir.Bu önermeler yapının özünü oluşturur ve yapının yalın halleridir.Yapı bu yalın hallerin toplamından oluşur.Mimarlıkta en önemli durum önermeleri artırmaktır.Bu önermeler arttıkça kullanıcı üzerindeki etki de artacaktır.Le Corbusier'in söylediği gibi asıl yaratıcılık planlarda yapılır yani planlarda önermeleri artırmak yaratıcılığı sağlar.
24 Temmuz 2016 Pazar
Hint Mimarlığı ''Vastu''
Antik hint mimarlık sanatı olan Vastu insan ile doğa arasındaki bağı güçlendirmeye çalışır.Vastuya göre herhangi bir şey moda haline gelirse özünü de kaybeder.Popüler mimarlık bazen bilimsel olmaktan ziyade uydurma haline gelir.(Günümüzde birçok mimarın planlamadan ziyade görselliği ön plana çıkarması bu görüşü destekler.Mimari planlamada insana dair hiç bir şey yokken sadece görselliği önemsemek ve modaya uymak uydurma bir mimarlıktır.)
Hintli mimar ile Osho Times dergisinin yaptığı mülakatta mimar özetle şunları söyler:''1.Ben doğaya yakın olabilecek mekanlar tasarlarım.Rüzgarı hissetmek,kuş seslerini duymak ve ışığın değişimlerini izlemek gibi.2.Vastuya göre birtakım tasarım ilkeleri vardır.Örneğin mutfağın ışık alması istenir.Yatak odaları rüzgarın yönünde olur.Vastuda insanların oturuş yönleri de önemlidir.''
Hintli mimar ile Osho Times dergisinin yaptığı mülakatta mimar özetle şunları söyler:''1.Ben doğaya yakın olabilecek mekanlar tasarlarım.Rüzgarı hissetmek,kuş seslerini duymak ve ışığın değişimlerini izlemek gibi.2.Vastuya göre birtakım tasarım ilkeleri vardır.Örneğin mutfağın ışık alması istenir.Yatak odaları rüzgarın yönünde olur.Vastuda insanların oturuş yönleri de önemlidir.''
22 Temmuz 2016 Cuma
Mimari İfadeyi Anlamak
İsimler tek başlarına bir anlam ifade etmezler.Dilin dünya ile bağ kurmasını sağlayan da önermelerdir.Bu önermeler neticesinde bir ifade ortaya çıkar.
Mimari tasarımda da benzer bir yaklaşım vardır.Biçim bir çok nesneden ve detaydan oluşabilir,fakat önemli olan ifadedir.İfadeyi oluşturan unsur stildir.Bunu anlamak için müzikteki tonal harmoni kavramını örnek vermek isterim.Bu kavramda ton açısından uyumlu sesler güzel bir ifade sunarlar.Bu örnek aynen mimarlık için de geçerlidir.
Mimari tasarımda da benzer bir yaklaşım vardır.Biçim bir çok nesneden ve detaydan oluşabilir,fakat önemli olan ifadedir.İfadeyi oluşturan unsur stildir.Bunu anlamak için müzikteki tonal harmoni kavramını örnek vermek isterim.Bu kavramda ton açısından uyumlu sesler güzel bir ifade sunarlar.Bu örnek aynen mimarlık için de geçerlidir.
18 Temmuz 2016 Pazartesi
Mistik Mimarlık
forth worth müzesi |
Acropolis |
12 Temmuz 2016 Salı
Modern Mimaride Asimetri
Modern mimari planlama simetriye yatkın değildir.Çünkü mekan büyüklükleri farklılık gösterir.Bu nedenle mimar olarak asimetriye aşina olmak iyi olur.Özellikle fazla mekan barındıran yapılarda bu durum göze çarpar.Az mekandan oluşan bir yapı simetrik olabilir,bu yapı aynı zamanda anıtsallık da kazanır.Asimetrik bir yapı ise daha zengin ve kompleks olmaya yatkındır.
8 Haziran 2016 Çarşamba
Aile Destek Merkezi Projesi
aile destek merkezi planı |
1.Yemek kursu için mutfak atölyesi
2.Yabancı dil eğitim sınıfı
3.El işi atölyeleri
4.Çocuklar için anasınıfı
5.İdare odaları
Aile destek merkezinin cephe tasarımı geleneksel konut yapılarının cephelerinden izler taşır.Bu mimari tarz modern mimarlığa yakın sadeliktedir.
Modern mimarlığın ilk dönemlerindeki ağırlığı geleneksel mimarinin detaylarıyla hafifler.Geleneksel mimari pencere dokusu,duvar ve çatı detaylarıyla bir stil sunar.Bu projenin Ağrı ve çevresinde devam eden bir mimari üslup doğuracağını ve bir doku yaratacağını düşünüyorum.Yapının cephe anlayışındaki sadelik ve basitliğin de bir amacı budur.
3 Mayıs 2016 Salı
Surface Architecture Summary Kitabı Çevirisi
1.
20.yüzyılda ortaya çıkan endüstrileşme mimari cephedeki simgesel
ifadelerin kullanımından vazgeçilmesine neden oldu.
2.
Binanın tüm hacmi karakterinin oluşmasında rol oynar.
3.Newgate
hapishanesi bina cephesindeki ifadesiyle caydırıcılığı sağlar.Binanın dış yüzü
fonksiyonunu tamamen yansıtır.
Newgate hapishanesi |
4.Bina cephelerinin manevi özellikleri vardır.
5.Yapıda
uygun bir melankoli sağlamak için yapı düz yüzeylerden oluşur ve
detaylandırmalar sade olur.Bu mimaride gölgeler dekoratif özellik taşırlar.
6.Yapıda
pencereler duvarlarda bir boşluk olarak bulunmaz.Bu pencereler yapıyı
çevreleyen ve yapının parçası olmuş elemanlardır.Philip Johnson ve Henry
Hitchcock cam kaplamayı hacmin ve düzlülüğün(flatness) ifadesi olarak
görmüşlerdir.Bu mimarlar bant pencereler kullanarak taşıyıcı çerçevelerin
cephedeki ifadesini kaldırmışlardır.Cephede kullanılan kornişlerden
vazgeçmişlerdir.
7.Paul
Zucker'e göre modern mimarlık iki safhadan geçmiştir.Birinci safhada yüzyılın
başlangıcında eklektik ve taklit mimariden kurtulmuşlardır.İkinci safhada ise
fonksiyonel dışavurum gelişmiştir.Modernizmin bir sonraki safhası ise sosyal
yönü olacak yani sosyal konulara entegre olmak olacaktır.
Haus Der Deutchen Kunst |
8.
19 ve 20.yüzyıllarda bazı binalarda sahte anıtsallık stilinde yapılar
tasarlandı.Bu binaların cephelerinde binanın fonksiyonuna aldırmadan devamlı
surette kolon dizileri kullanıldı.Haus der deutchen kunst ve Mellon İnstitute
bu tarzda inşa edilmiş sahte idealler peşindeki binalardır.Cenovada yeralan
palace of the league of nations binası uluslararası alandaki eklektik
binalardan en bilinenidir.Bu yapılarda biçim konstrüksiyondan ayrı
düşünülmüştür.
9.Jose
luis sert'e göre yeni formlar daha iyi bir dışavurum sağlar.daha zengin bir
plastisite ve daha zengin bir heykelsi kalite sağlar.
10.Luis
kahn modern mimariyi savaş endüstrisinin oluşturduğunu söyler.
11.Modern
öncesi ve endüstrileşme öncesi dönemde yapıların cephelerinde kullanılan
elemanlar benzerlik gösterirdi.Günümüzde toplu üretilen malzemelerden ötürü
şehir merkezlerinde yapılar birbirinin benzeri haline geldi.
12.Minimalist
mimaride çeşitli formlar kullanılır ve minimalizmde tekrar (repetation) önemli
yer tutar.Tekrar etme estetik bir araç olarak kullanılır.Tekrar etme
vasıtasıyla cephelerde bir doku yaratılır.
13.Konstrüktivizm:Konstrüktivist
mimarlıkta geometrik şekiller vurgulanır ve mimari tasarımda deneysellik
vardır.Bu mimari herşeyi basitleştirmeyi amaçlar.Bu mimari akım kendisinden
önceki mimariyi terk etmiştir.Soyut geometrik şekiller kullanırlar.Bu akımın
ortaya çıktığı yıllarda rusya'da binalar ortaçağı andırıyordu.Konstrüktivistler
endüstrileşmiş bir mimariyi öne çıkarmayı düşünüyorlardı.Çelik,beton ve cam
gibi modern malzemelerden faydalandılar.
The Factory
Fabrikada
üretilen yapı bileşenlerinin kullanımı iklime uyumluluk konusunda zorluklar
yaşatır.Mimari tasarım endüstriyel ürünlere göre yeniden düşünülmelidir.
Total Containment
Cephe
kaplaması yapıyı karakterize edip caddenin ve şehrin görünümünü olumlu
doğrultuda etkilemelidir.Cephe kaplaması cephenin bütünlüğünü tek başına
sağlamaz.Cephe panelleri ister metal,beton veya cam olsun bir strüktürel
çerçeveye otururlar.Burada yapının limitini tanımlamak önem taşır.Teknoloji ve
görünüm uyum içerisinde olmalıdır.
Chicago Frames
Yeni
malzemeler ve yeni inşa metodları yeni mimari formların oluşmasına ortam
hazırlamıştır.Luis sullivan kendi çağdaşı mimarların aksine mimaride daha yoğun
olarak dekorasyona başvuran bir mimardı ve Chicago'da gökdelenlerin çelikten ve
hızlı basit görünümlü inşa edilmesine karşı çıkıyordu.Bragdon'a göre süs tarihi
bilgiyi ve anlayışı yansıtır ve gökdelen mimarisinde terk edilmiştir.
Duvar zamanla kaplama,muhafaza ve askı gibi görevler
üstlenmiştir.Sullivan cephede gereksiz dekorasyonu azaltmıştır.Chicago
müşterileri yapının her detayında süsleme kullanılması konusunda kararsızdı.
Fabrikada üretilen yapı bileşenleri ile oluşturulan hangi mimari
dışavurum başarılı olmuştur? Bu soruyla ilgilenen ve sorgulayan grup Amerika ve
Avrupada etkili olan arts and crafts grubudur.Frank lloyd wright'a göre basit
yüzeyler mekanik üretilen ürünlere uyumlu idiler ve zamanın karakteristiğini
yansıtıyorlardı ve bu basit yüzeyler onun mimari estetiğinin anahtar
öğeleriydiler.Arts and crafts akımı ağır iş yükünü azaltma ve yapıların daha
kolay yapımını amaçlıyordu.Mimarlar yapıda duvarlar konusunda oldukça mücadele
ettiler.Bu konular duvarların modası geçmiş bir şekilde inşa edilmesi veya
çağdaş yapım yöntemleriyle inşa edilmesi idi.Bu iki konu arasında ciddi
mücadele edildi.
Luis sullivan'ın oditoryum binasında yapı programının
gerektirdiği yaratıcılık cephelere yansıtılmamıştır.Cepheler geleneksel nitelikte
ve rustik(kaba yontu taş cephe)bir havadadır.Cephe geleneksel cephe düzeninde
olduğu gibi temel,orta ve üst olmak üzere yatay katmanlara ayrılmıştır.Bu
bölünme duvarın otonomisini güçlendirir.
First Leiter Building |
Jenney'in First Leiter yapısında döşemeler demir kolonlara
oturur.Binada cephede taş sütunlar kullanıldı.Cephe alt birimlere
ayrılmıştır.Bu düzen ile sütunlar azaldı ve pencere yüzeyleri arttı.Bu binada
cephede taş sütunlar bulunmasına rağmen binayı çelik taşıyıcılar taşıyordu.Bu
yüzden bu mantık gerçekçi bir mantık değildir.Taşıyıcı duvarların vurgulanması
gibi bir çaba yoktur.Luis sullivan'ın oditoryum yapısı ile First Leiter
yapısındaki duvar ve taşıyıcı sistem farkı sivil ve ticari yapılardaki strüktür
farklılığından kaynaklanır.Yapı çeşitlerine göre de yapının strüktürü
değişebilir.
Yapım
yöntemiyle cephesel ifade uyumlu olmalıdır.
Luis
sullivan carsan pirie scott binasında üst katlarda şerit şeklinde pencereler
kullanmıştır.Bu pencereler devamlılık göstermez.Genelde dikey elemanlarca
kesilmiş olur.Bu pencereler esnetilmiş çekiştirilmiş bir görünümdedirler.Bu
yapıda cephede bir bütünlük yakalanmıştır.Yapının ilk iki katında süslemeler
kullanılmıştır.Köşe vurgusu dikeyliği vurgular.
Window/Wall
Çağdaş
mimari pratikte yapılara karakterini ön yapım (premade) ürünler
kazandırır.Mimarlar için malzeme seçiminde estetik ve teknik konular karar
vericidir.Pencerelerin termal izolasyon ve ışık kaynağı olma gibi fonksiyonları
vardır.Çağdaş mimaride pencere tasarımında estetik kaygılar ön planda
değerlendirilir.Pencerelerde meydana gelen görsel ve teknolojik ilerlemenin
aksine pencerelerin geleneksel görünümlerinin korunması istenir.
De-vignolization
Le
corbusier, pencere tarihinin mimarlık tarihiyle aynı olduğunu iddia
eder.Mimarlık tarihi pencere boşluğuna sahip taşıyıcı duvarın gelişmesiyle
ilerleme sağlamıştır.Rönesans mimarı Vignola mimarlık ile ilgili bazı ilkelere
sahipti.Bu ilkeler yunan ve roma sanatına dayanıyordu.Vignola pencereler
arasındaki alanların düzenlenmesi ile ilgileniyordu.(Bu alanlarda duvar,sıva ve
kolon gibi öğeler kullandı.)Le corbusier'in pencereleri ufuk çizgisine
paraleldir.Gelişen yapı teknolojisi Le corbusier'in bu tür uygulamalar
yapabilmesine imkan tanımıştır.Bu tarz cepheler 'free façade' olarak
değerlendirilmiştir.Bu cephede pencereler iç mekandaki bölmelerden ve taşıyıcı
sistemden bağımsızdır.Bant pencereler estetik bir kazanım olarak kabul edilir.Bant
pencereler mekandaki ışık miktarının fazla olmasını sağlar.Bant pencereler
odayı doğa ile bütünleştirir.Le corbusier'in çağdaş yapım tekniklerini
kullanması kendisine manevi bir haz veriyordu.Bu hazzı oranlarda,ince dikey
detaylarda ve aralıksız yüzeylerde görebiliriz.Yatay pencereler yapının iç
mekanına daha fazla ışık alan bir enstruman olarak takdim edildi.Radiant şehir
projesinde Le corbusier cam duvarları yapının akciğerleri olarak kabul
etti.Bant pencereler odayı peyzaja bağlayan bir aygıttı.Le corbusier'in Une
Petite Maison yapısında bina peyzajın görüş açısına yerleştirilmiştir.(coğrafi
ve topografik olarak)Bu bakış açısı bant pencereler tarafından sağlanır.Arsa ve
plan manzara ile birbirine bağlanır.Bant pencereler panoramik bakış sunarlar.Le
corbusier'in
Clarte apartmanında cephede bant pencere kullanılmıştır.Fakat bu
pencerenin tamamı saydam değildir.Sadece orta kısmı saydam, diğer kısımları ise
buzlu camdır.Bu tutum cephede saydamlık açısından bir süreklilik sağlar ve bant
pencerelerin de kullanılmasını sağlar.Cephenin çoğunluğu camdan oluşur.Aynılık
(sameness) hissi doğurur.Clarte apartmanında balkonlar, konsollar yaparak
cepheyi kısımlara ayırmıştır.Bu durumun şu faydaları olur.1.Apartman yeni
mekanlar kazanır.2.Yapının güney cephesinde güneş kırıcı olarak işlev
görür.3.Diğer binalar için bir tipoloji oluşturur.4.Yapı için inşaat ve bakım
aşamasında kalıp işlevi görür.5.Cepheyi kısımlara ayırır.
Clarte Apartmanı |
Le
corbusier'in bant pencereleri, üzerinde doğanın teşhir edildiği bir tür tablo
işlevi görürler.
Opacity and Transparency
Raul Dufy
ve Henri Matisse,the studio in the impasse de guelma adlı çalışmasıyla hile
yoluyla pencereleri çoğaltmıştır.Pencere formundaki resim, mekan içerisinde
sanal bir manzara havası yaratmıştır.
The Oblique
Perspektif
çerçeveler farklı bakış açılarından farklı görünümler sunar.Bir çizimde görüş
uzaklıkları değiştikçe görünümler de değişir.
The Depth of The Window Wall
Le
corbusier'in geliştirdiği brise-soleil detayı güneş kırıcı bir
detaydır.Gölgelik bir alan ve bir gölge yığını oluşmasını sağlar.Bu detay,
cephenin düz(frontality) görünmesini engeller.Le corbusier'in çapraz pencere
detayları (carpenter center for the visual arts) ışığı ve görüşü ayarlar.Bu
detay ışığın yoğunluğunu ayarlar.
Taking Stock
Stock
pencerelerin kullanımındaki eğilimin nedeni bu pencerelerin cephenin görünümünü
kurtarmasıdır.(save appearances)Pencere üreticileri bu pencerelerin estetik
göründüklerini garanti ediyorlar.Stock pencerelerin birçoğu geleneksel
görünümleriyle satılıyorlar ve görünümleriyle yapılara bir otantiklik
katıyorlar.
Border Adjustments
Pencereler
sadece dışarıya bakılan bir enstruman değildir.Aynı zamanda bir düzenlemenin
aracıdır.Pencerelerin vasıtasıyla aydınlatma,ısı,gürültü ve diğer nitelikler
karakterize edilir.Pencereler iç mekanı yeniden düzenledikleri gibi dış cepheyi
de aynı şekilde düzenleyebilirler.Stock pencereler yeni taşıyıcı strüktürler
içinde yeniden tasarlanabilirler.
Vertical and Horizontal
Le
corbusier yapım sistemi ile cephe ifadesi arasında bir uyum aramıştır.Le corbusier
yapıların ön cephelerini arka cephelerinden farklılaştırmıştır.Perret'ye göre
le corbusierin bant pencerelerinin amacı estetik kaygılardı.Hacmi vurgulamak
gibi bir amacı vardı.Perret dikey pencereleri yeniden yorumladı ve transforme
etti.Perret'nin rue raynouard apartmanında betonarme strüktür ve taş cephe
panelleri kullanılmıştır.Bu iki malzemenin güçlü kontrastlığı benzer renklerde
olmalarıyla azaltılmıştır.Cephenin düzlemsel etkisi taş panellerin boşlukları
doldurmasıyla giderilmiştir.Le corbusier geleneksel antropolojik pencereleri
reddederken Perret transformize etmiştir.
Misalignments(doğru yerinde ve konumunda
bulunmama)
Çerçeve,panel
ve pencere komposizyonu içindeki yatay ve dikey oyunlar Giovanni Muzio'nun
işlerinin merkezini oluşturur.Palazzo tipindeki yapılarıyla cephelerde süsler
ve pilastırlar yoluyla geometrik bir kompozisyon yaratır.Bu binalarda taşıyıcı
strüktür ve kaplamalar tuğlanın dışındaki malzemelerden yapılmıştır.Yatay ve
dikey elemanların kullanımıyla oluşan cephelerin kullanımı Le corbusier ve
Perret'de görülmez.Muzio modern taşıyıcı strüktürler kullanarak geleneksel
düzenleri tekrar kullanmayı denemiştir.
Adolf Loos Michaelplatz |
Adolf
loos'un michaelplatz,vienna,(1909-1911) binasında pencere açıklıkları(openings)
ve strüktürel çerçevede bazı konum farklılıkları(misalignment) göze çarpar.Bu
yapıda strüktürle görünüm uyumlu değildir.Yapının ana taşıyıcı strüktürü
cephedeki dorik düzen görünümüyle uyumsuzdur.Ayrıca bu dorik giriş cephesindeki
kolonların taşıyıcı özelliği yoktur.Loos yapının modernliğini gizlemek
istemiştir.
Looshaus
binasında giriş seviyesinde bant pencereler ,asma kat düzeyinde cumba
pencereler,konut katında ise duvarı delen punched windows gibi pencereler yer
alır.Bu yapıda konuma uygun bir rasyonellik vardır.Zeminin sivil bir yapıda olması-cadde
girişi olması-asma katta terzilerin çalışma odaları olması(bu mekanlar yoğun
gün ışığı gerektiriyor)apartman katında ise tipik konut pencereleri
kullanılmıştır.
Cladding As Clothing
Adolf
Loos cephe anlayışında, yapı cephesi dikkat çekici nitelikte kaplanmalıdır
demektedir.Loos alışılmış,anonim formları yapıların cephelerinde
kullanmıştır.Loos'a göre her malzeme aynı değere sahiptir ve bir malzeme neyse
öyle görünmelidir.Yani tuğla görünümlü kağıt kullanmamak gerekir.
maison de verre |
Windows and/as Walls
Pierre
Chareau, maison de verre binasında cam tuğla kullanarak yapı içindeki ışık
miktarını artırmıştır.Bu yapıda zemin katta dr D'alsace'nin bürosu
bulunuyordu.Bu mekanda parlak bir ışık istenmiyordu.Fakat mahremiyet istenen
bir özelliktir.Yapıda pencerelerin üç çeşit fonksiyonu vardır.1.Işık
2.Havalandırma 3.Manzara
The Appearance of Covering
Mimarlık
kültürel bir role sahiptir.20yy.da mimarlık ağır duvar yapısından hafif,şeffaf
duvarların ve cam yüzeylerin olduğu bir mimarlığa evrilmiştir.
Hoffman'ın palais stoclet yapısı |
Atectonic Fabrications:Sliding Surfaces
Hoffman'ın
palais stoclet yapısının cephesinde kablo benzeri hatlar vardır.Aynı yaklaşım
venedikteki cad'ora in venice adlı yapıda da vardır.
Hacim ve
kalınlık cepheye bağlıdır.Kablo benzeri hatlar taş kaplamanın boyutunu ortaya
çıkarır ve yapının hacminin okunmasına yardımcı olur.
Max
Fabianinin portois and fix block of flats yapısında cephede değişik renklere
sahip tuğla kaplamalar kullanılmıştır.Farklı renklerde olan bu tuğlalar cephede
bir ritim oluşturur.Yapının cephesinde tuğlanın bu şekilde kullanılmasıyla
malzeme karakterini kaybetmiştir.
Masking and Revealing
Wagner'in
erken işlerinden biri olan Majolica apartmanında cephe yüzeyi geometrik olmasa
da dekoratif görünümdedir.Tekstil benzeri yüzey organik ve çiçeksidir.
Wagner'in
geç dönem yapılarından birisi olan karlplatz istasyon binasında cephe anlayışı
değişmiştir.Cephede organik ve konstrüktif öğeler dikkat çeker.Bu cephede
Wagner geleneksel üç parçalı cephe anlayışını devam ettirmiştir.Wagner ''bir
mimar her zaman konstruksiyondan bir sanat formu geliştirmelidir.'' demiştir.
Wagner'in
kaplama anlayışına göre modern idealleri gerçekleştirme ile geleneksel formları
uygulama arasındaki gerilim ironik bir form ihtiva eder.
Wagner'in
post office savings bank binasında taş kaplama subasman klasik bir
karakterdedir.Fakat köşelerin modern bir inceliği vardır.Bu yaklaşım sahte bir
jest doğurur.
Symbolic Surfaces
Form
sembolik bir anlam kazanırsa malzeme karakterini yitirebilir.Cephede formlar ve
uygulanan renkler insan olaylarını sembolize eder.
Mimari
mimesis sembolik içeriğin ortaya çıkması için malzemenin gizlenmesini
gerektirir.Tiyatroda bir oyuncu kendi duygularını nasıl gizliyorsa malzeme de
kendi karakterini gizleyebilir.Gerçeği gizlemek veya inkar etmek dini olaylarda
veya seküler olaylarda temel bir olaydır.Fabiani ve Wagner kendi yapılarının
ekosunu (echoes)tahmin etmişlerdi.Onların yapılarında cephe kaplamaları veya
giydirmeleri toplumun kültüründen ayrı değildi aynı doğrultudaydı.
Dini
eğlence ortamında puslu atmosfer gerçek bir sanatsal atmosferdir.(Semper'a ait
bir düşüncedir.)gerçekliğin gözardı edilmesi yani malzemenin doğal halinden
farklı kullanılması cephede yeni bir sembolik anlam yaratıyorsa gerekli bir
eylem haline gelir.
Renk
kullanmak cephede çözümü zor bir kaplama malzemesidir.(taş duvarlar renkli
boyalar kullanılarak gizlenir ve saf renkler ortaya çıkar.)
Mimari
dışavurum,yapının konstrüksiyonunu yansıtan tasarımlar yapmakla sınırlı
değildir.Cephe formları ve renkler insani olayları (human events) sembolize
eder.Duvarlar ile çerçevelenen yapılar (wall building) toplum için sembolik
yapılardır.Sanat kendi malzeme doğasına baskın çıkarak doğadaki süreci ve
ilişkileri taklit eder.(schlegel-düşünür)
Surface Applique
Robert
Venturi'ye göre süslemenin sembolik bir fonksiyonu vardır.Venturi cephesel
düzenlemelerini plandaki içerikten ve formdan bağımsız düşünür.Mekansal ve
strüktürel elementleri cephede kullanmaz.Desen kullanmayı sembol ve süsleme
kullanmaya tercih eder.Venturinin Philadephia'da yaptığı bir yapıda cephede
kullanılan desen sayesinde yapı çevresinden kolayca
ayırtedilebilmektedir.Yapıda kullanılan desenler girişin denk geldiği bölümde
sıklaşırlar.Venturinin yarattığı cephe insana canlı görünür.Cephe perspektif
anlamda tek kaçışlı perspektifi andırır ve bu çizgilerin merkezi binanın
girişini vurgular.Bu yapıya otomobilden bakanlar veya kaldırımdan yürüyenler
farklı açılardan bakarlar ve farklı kaçış noktalarını algılarlar.(vantage
points)Bu yapı insana farklı bir bakış izlenimi sunar.Yapının cephesinin çok
renkli olması ve farklı renk tonlarında malzemelerin kullanılması yapıyı
didaktik ve neşeli kılar.
İmpressions
H.P
Berlage'ye göre yapının cephesi desen yüzeyindeki geometri vasıtasıyla
değişik bakış açılarından değişik görünümler sunar.Bu yaklaşıma verilecek bir
örnek Berlage'nin Londra'da tasarladığı Holland evidir.Yapının cephesinde gri
renge boyalı terra cotta kaplamalı kolonlar gün boyunca ışığı yansıtırlar ve
canlı renkler etkileyici bir görünüm sunar.1880'lerden sonra Berlage
yapılarının iç mekanlarında sarı ve beyaz sırlı kaplamaları devamlı kullanmaya
başladı.Bu kaplamaları özellikle merdivenlerde ve ışıklıklarda kullanıyordu.Holland
evinin cepheleri Monet'in resimlerini andırır.Monet,Seurat ve Signac'ın
resimlerinde ışık üzerine bir yoğunlaşma vardır ve ışıktaki değişimler ile
resim kendini belli eder,bir kimlik kazanır.Sanderson and Company fabrika
binasında cephede beyaz sırlı tuğlalar kullanılmıştır.Bu malzeme parlaklığıyla
dar olan caddeyi aydınlatır.Işığın önerdiği temel fikir aktif olma yani
aktivitedir.Ana malzemenin sonucu ise temiz olmasıdır.Herkes ışığın bolluğundan
hoşlanır.Işık eylemi teşvik eder.Mimari kaplama kullanımı ve ışığın farklı
kombinasyonlarda kullanımı ile binalar fiziksel limitlerini aşarlar.
Planarity and Surface İmpressions
Mies Van
Der Rohe gökdelenlerinde ışık yansımalarının oluşturduğu zengin izlenimden
yararlanmıştır.Mies ilk olarak tasarladığı binaların dış görünüşleriyle
ilgilenir.Teknolojik kaygılar yerine estetik kaygılarla ilgilidir.Mies van der
rohe less is more dese de bir çok detayında süs gibi öğeler de
kullanmıştır.Yani ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalmamıştır.Mies sembolizm,strüktürel
süs gibi ifadelerin kısıtlanmasını tartışmıştır.Taşıyıcı çerçeve karamsar bir
görünüm sunar.Ham bir görünümdür.Bu görünüm kaplamasız olursa ham bir ifade
sunar.Mies'in tasarladığı gökdelenlerde yapı inşa halindeyken çelik taşıyıcı
çerçeve baskın bir şekilde göze çarpar.Fakat duvarlar inşa edildiğinde bu etki
ortadan
kalkar.Mies'in tasarladığı lake shore apartmanında görünümler insan
yapının etrafında hareket ettikçe değişim gösterir.Venturi ve Scott Brown'a
göre primitive veya vernaküler mimari gelenekseldir.Fakat Berlage ve Mies'e
göre bu iki kavram endüstriyel olandır.Modernitenin asıl önemli yönü
endüstriyel olmasıdır.Yapılar ve kültür arasındaki bağlar Mies'te yoğun bir
şekilde belirir.Bu bağın oluşmasına Frobenius'un bilinmeyen Afrika adlı yapıtı sebep
olmuştur.Bu yapıtta toplum ve toplumun yapıları arasındaki karşılıklı etkileşim
kaçınılmazdır ifadesi geçer.Mies'e göre mimaride cephe ifadesi
konstrüksiyondaki zorunlulukların yüzünden ortaya çıkmıştır.Malzeme ekonomisi
ve malzemeyi elde etme yapının yapılacağı konum da diğer etkenlerdir.Mimaride
teknoloji gerçek sınırına ulaşırsa mimarlık içerisinde baskın bir öğe
olur.Mimaride gerçekçi olmak önemlidir.Fakat aynı zamanda ifadeci olmak da
önemlidir.Mies'e göre değerli mimarlık teknoloji ve çağdaş malzemeler
kullanılarak yapılır.Mies'in zamanında teknoloji endüstri idi.Dolayısıyla
mimari ifade endüstriyel olandı.Aesthetics in an İndustrial Age
Mies'in
tasarladığı lake shore drive apartmanında cephede yeralan I profiller taşıyıcı
değildir.Bir röportajında Mies bu durumu şöyle açıklar.Ona göre dikmeleri bu
şekilde kullanarak cephede dingin bir ifade ve ritm oluşturmak oldukça
önemlidir.Bu yapıda bu profillerin bir amacı da cephedeki metal plakaların
montajını güçlendirmekti.Cephedeki ifade bir desen oluşturur.Yapının
cephesindeki çelik çerçeve siyaha boyanmıştır.Boyanın neticesinde cephe
ağırbaşlı,basit ve anıtsal algılanır.Bu ifade bilinmeyen afrika kitabındaki
insan figürüne benzer.Mies'in sonraki yapılarında kullandığı alüminyum cephe
kaplamaları boya kullanılmasını gereksiz kılar.Onun erken yapılarında çelik
kolonlar krom ile kaplanırdı.Bu yapılara barcelona pavyonu ve tugendhat evi
örnek verilebilir.Mies kariyerinde yaptığı yapılarda strüktürel malzemeleri
kaplama ihtiyacı duymuştur.Robin Evans'a göre lake shore apartmanında yapı
siyaha boyanarak yapının mevcut cephesel ağırlığı kırılmış ve daha hafif
algılanmaya başlamıştır.
İdeality of the Constructed Fact
Mies,
Albert Kahn'ın tasarladığı uçak montaj binası içerisinde yeni bir konser salonu
tasarlamıştır.Mies burada yuvarlak formlu ve mermer kaplı duvarlar
tasarlamıştır.Bu duvar endüstriyel çelik strüktür ile kontrastlık oluşturur.Bu
yapıda mies yapıdaki sınırları yeniden yorumlamıştır.Konser salonunun sınırı ön
plandaki heykelden başlar ve arka plandaki savaş uçağında biter.Burada kadın
heykeli ile savaş uçağı kontrast öğelerdir.Kadın heykeli barışı temsil ederken
uçak savaşı temsil eder.
Architecture for İndustry
Albert
Kahn tasarladığı uçak montajı binasında esinlenme,estetik gibi kavramlara vakit
ayırmamıştır.Yapının programında esas olan uçak montajının yapılacağı geniş bir
alan isteğiydi.Bu yapının hızlı bir şekilde inşa edilmesi
isteniyordu.Kahn'ın tasarladığı bu fabrika yapısında ışığın uniform olması
isteniyordu.Bu yapıda aslında ışığın böylesine yoğun bir şekilde mekana
alınması taşıyıcı sistemdeki gelişimin ürünüdür.Çelik taşıyıcı sistem yapıyı
çepeçevre saran bant pencerelerin yapımına imkan sağladı.Tablo pencerelerin
ortaya çıkışı ilk olarak bu fabrika yapılarında ortaya çıkar.Albert Kahn'a göre
mimarlık %90 iş %10 sanattır.Bunun anlamı ofisteki işler organize,etkili ve
sistematik olmalıdır.Kahn'ın düşüncelerine bağlı olan George Nelson'a göre
fabrika yapılarında ortaya çıkan mimari yenilikler mimarlığın ilerlemesine
neden olmuştur.Bu yapılarda mimarinin olmadığını savunan düşüncelere nazaran
Nelson'a göre bu yapılar saf formları neticesinde modern mimarinin ifadeci
gücünü artırmıştır.
Factory Made
Albert
Kahn'ın yapıları hazır öğelerden oluşur.Bu tarz mimaride fabrikadan hazır gelen
öğeler şantiyede monte edilir.Birinci Dünya Savaşının başlangıcında yapıların
hızlı yapılması en önemli faktördü.Tasarım standardize edilmişti.Kahn'ın
fabrika yapıları tren garı yapılarını andırır.Bu iki tür yapının gelişimi de
paralellik gösterir.Yapım süreçleri ve malzemeleri benzerdir.Albert Kahn
uluslararası stile eleştiriler yöneltmiştir.Ona göre Le corbusier'in mimarisi
sıkıcı ve monotondur.Şehirdeki yapıların tek formüle göre olması ve tüm yapı
tiplerine uygulanması sorunlu bir düşüncedir.Yapı tipleri arasındaki farkların
korunması gerektiğine inanır.Ona göre ev,ev gibi fabrika,fabrika gibi tiyatro
da tiyatro gibi görünmelidir.
Adjusting Standards
The Light of İndustry
İyi bir
aydınlatma Albert Kahn'ın tasarladığı fabrika binalarının karakteristik
özelliğiydi.Çünkü aydınlatma üretim sürecinin performansını artırdı.
Mimarlık
meraklısı olan C.H.Van Der Leeuw Amerikayı ziyaret ettiğinde fabrika yapılarını
da incelemiştir.Onun eleştirisi geniş olan fabrika yapılarında orta mekanların
yeterince aydınlanamıyor olması ve gün içinde bile yapay aydınlatmaya ihtiyaç
duyuluyor olmasıydı.Leeuw fabrikalardaki kalabalık çalışma koşullarını esefle
karşılamıştır.Çünkü bu koşullar mekandaki hava kalitesini tersine
çevirirler.Van Nelle binasında iç mekandaki duvarlar kuvars parçalı bir sıva
ile kaplıdır.Bu kaplama ışığı yansıtarak iç mekanın daha aydınlık görünmesini
sağlar.Van Nelle fabrika binasının mimarı Van Der Vlugt bir Bauhaus ve Gropius
hayranıdır.Bu yapısında Bauhaus mimarisinin izleri görülür.
Hollandalı
bir grup mimar (Nieuwe Bouwen)yeni malzemeler ve tekniklerle deneysel bir
mimari ortaya çıkarmak istediler.Onların ilgisi standartlaşma,binanın
fonksiyonu ile bunu kombine etme ve kişiye özel bir mimarlık ortaya çıkarmaktı.
Amerikan
fabrika yapılarında yapıların hızlı bir şekilde inşa edilmesi ve üretim
süreçlerine uygun bir fonksiyona sahip olması istenirdi.Yapıların estetik
olması çok aranan bir özellik değildi.Bunun aksine Hollandalı mimarlar üç
boyutlu ifadeler,perspektif görünümler ve cephenin üçüncü boyutunu yansıtan
ifadeler kullanmışlardır.Albert Kahn fabrikalarının sadece ofis bölümlerinde
Art Deco tarzı mimari üslup kullanırken hollandalı mimarlar binaların tüm
cephelerine önem vermişlerdir.
Modern Appearances and Practicality
George
Howe ve william lescaze'nin tasarladığı PSFS binası ultra pratik olarak tarif
edilir.Bu terim iki şekilde anlaşılabilir:Programmatik ve teknolojik.
Bu yapıda
ticari ve bankacılık işlemlerinin yapıldığı mekanlar yapının ikinci katına
alınmıştır.Yapının zemin katı perakende satış yapılan alanlara ayrılmıştır.Bu
kurgu bankaya gelen müşterilerin bu mekanları kullanmasına yol
açmıştır.Mimarlar bu yapının tasarımında asimetrik bir şema kullanmışlardır.Bu
tarz asimetrik binalar özellikle Yunan mimarlığında ve Akropolis'te görülür.George
Howe ,Le corbusier ile Akropolisteki asimetri konusunda aynı düşünceleri
paylaşır.PSFS yapısının taşıyıcı sisteminde olağandışı üç durum vardır:
1.
Konsol sisteminin
kullanımı
2.
Kolonların dış cepheye
konumlanması
3.
Rüzgar yüküne karşı
alınan önlemler
Banka
bölümünde yoğun bir şekilde aydınlatma elde etmek için strüktürel sistemde
zorluklar yaşanmıştır.Yapıda bu zorluklar tavanlar ve cephe kaplamaları altında
gizlenmiştir.Yapının cephelerinde spandreller üzerine oturan tuğla kaplamalar
kullanılmıştır.çünkü yönetmelikler metal kaplama kullanımını yasaklamıştır.Yapı
modern görünümünü alt seviyelerdeki camlı kütlelerden alır.Bu cephede parlak
granit kaplama kullanılmıştır.Bu kaplamalar ve malzemeler oldukça pahalıdırlar
fakat uzun vadede bakım maliyetleri daha düşük olur ve kullanıcısına
kazandırır.
Bu yapı
bankanın gereksinimlerini karşılama ve karma kullanıma uygun çözüme sahip olma
gibi belirgin özelliklere sahiptir.Yapıda banka kısmının üst katta çözülmesi
yapıyı diğer binalardan ayıran örnek bir yapı yapmıştır.
Prefabrication and Personality
PSFS
binası prefabrik bileşenleri kullanan en ünlü büyük ölçekli binaydı.Richard Neutra
yazılarında ve projelerinde endüstrileşmiş yapıları tasarlamanın zorluklarını
açık bir şekilde belirtmiştir.Neutranın endişesi endüstrileşmiş yapıların cephe
kaplamaları ve görünümlerinde oluşan tasarım zorluklarıydı.1927 yılında Neutra,Adolf
Loos'un ve Max Fabiani'nin öğrencisiydi.Wie Baut Amerika adlı yapıtı da bu
yıllarda yayımlandı.Bu kitabında mimar amerikan yapılarını anlatır.Amerikan
mimarlığını ele alırken yapı bileşenlerinin standartlaşmasına karşı
endişelerini dile getirmiştir.Neutra kitabının son bölümünde kendi tasarladığı
bir prefabrik yapıyı anlatır.Bu yapıda Neutra bir panel kullanmıştır.Avusturyalı
bir kimyacının buluşu olan bu malzeme iyi izolasyon sağlar ve hafiftir.Aynı
zamanda panelin hammaddesi olan toprak California'da yaygın bulunur.Bu panelin
çelik ile güçlendirilmesi gerekir.Neutra bu paneli diatom panel olarak isimlendirmiştir.Neutra
her arazide(kademeli de olabilir)uygulanabilen ayarlanabilir temeller
tasarlamıştır.Bu temeller prefabrik öğelerdir.
Architecture En Serie
Her çeşit
prefabrikasyonda esas olan tekrardır.Neutra kariyerinde ve yazılarında hep bu
noktaya geri dönmüştür.Tekrar etme anahtar bir durumdur.Tasarım,inşa etme
,finansal konular ve arazi kullanımı
gibi konularda tekrarlı kullanım anahtar bir konumdadır.Neutra tekrarlı
kullanımın imkanlarını çağdaş tasarımlarında başarıyla kullandı.Neutra makine
üretimi mimarlık malzemelerini kullanmayı benimsemiştir.Bu durum onun
tasarımlarını çağdaş ve klasik yapmıştır.Neutra ön yapım bileşenlerle oldukça
ilgilenmiştir.Bunlardan biri Buckminster Fuller'in dymaxion bathroom
bileşenidir.Bu bileşen oldukça kompakt ve etkili tesisat çekirdeğine
sahipti.Neutra bu bileşeni Nicholas Brown'ın evinde kullanmıştır.Daha sonraları
Neutra evin bütün bileşenlerini bunun gibi ön yapım elemanlarla oluşturmayı
düşünmüştür.
Neutra
''prefabrikasyon kişiselleştirilebilir mi?'' ve ''standartlaşma seçim imkanı
sunar mı?'' gibi sorular sormuştur.Bu sorular konut üretimini otomobil
üretiminden daha zor kılan sorulardı.Çünkü konut güven kaynağıydı ve kökleşmiş
bağları vardı.Otomobilin ise böyle bir durumu yoktu.
Neutra,
Van Der Leeuw ile iyi ilişkileri neticesinde fabrika işletmeni olan Leeuw'un
evini tasarlamıştır.Bu evin strüktürü ahşaptan oluşur.Neutra cephede geniş cam
boşluklar oluşturabilme imkanı yakalamıştır.Yapının cephesi sıvanmış ve üzerine
alüminyum boya sürülmüştür.Bu boya sayesinde bina metalik,parlak ve düz
görünür.
Neutra'nın
bu yapıda kullandığı yaklaşımlar ona modern binaların nasıl görünmesi gerektiği
hakkında bir görüntü sunmuştur.
Neutra'nın
tasarladığı Beard House binası etkili ve hünerli bir termal konfor sunar.Dış
duvarlardan giren hava üstten çıkar ve yazın etkili bir hava dolaşımı sağlanır.
Fabrika
üretimi malzemeler ve site özgünlüğü çelişkili değildir.Neutra,endüstrileşme
öncesi dönemde tasarlanmış binaların kendilerine has standartları olduğunu
söyler.Buna doğal bütünlük demiştir.(natural uniformity)Neutra, Japonya'da
sıkıcı bina olmadığını söyler.
Neutra,cephe
panellerini alüminyum boya ile boyarken ve bu gibi uygulamalar yaparken
endüstri öncesi dönemin malzeme ve tekniklerini endüstri çağı teknikleriyle
entegre etmek istemiştir.
Fabrication Processes
Marcel
Lod,Neutra'nın yapılarını çağdaş ve aynı zamanda klasik olarak kabul etmiştir.Ona
göre Neutra çağına uygun davranmıştır.Malzemenin sunduğu olanakları sonuna
kadar kullanmıştır.Bu duruma örnek olarak:geniş boyutlarda kayan cam duvar
bölmelerle kapalı bir oda oluşturması ve bahçeye açılan çok amaçlı salon(okul
sınıfı) tasarımı yapması verilebilir.Bu tasarımlar ile doğa,konutun veya okulun
içine dahil olur.Marcel Lods'un Suresnes'de tasarladığı okul binasında sınıflar
hareketli duvarlar ile donatılmıştır.Bu hareketli duvarlar katlanır,akordeon
kapıdır ve cam paneller ile kaplıdır.Bu okulun taşıyıcı sistemi çelik çerçeve
ve prefabrik öğelerden oluşur.Prefabrik döşeme T kesitli kirişlere oturur.Bu
kirişleri şaftları geçirilir.Bu şaftlardan geçen sıcak hava tesisatı,üst
katların ısınmasına yardımcı olur.Yapıda kuzey yönü kapalı iken güney yönüne
doğru bir açılım vardır.Çünkü kuzeyde gürültü ve dikkat dağıtan bir görünüm
vardır.Kuzey cephe standart prekast paneller ile kaplanmıştır.Bunun aksine
güney cephesi peyzaja açılır,doğal günışığı ile iç mekanları aydınlanır.Bu yapı
malzeme ve bileşenleriyle kompozit bir yapı olarak görünür.Lods kariyeri
boyunca şantiyeleri gezmiş ve yapıların gelişim evrelerini incelemiştir.
For Many Years I Wore Leather Apron
Tasarım
ve üretim Jean Prove'un işlerinde biraraya geldi ve benzersiz bir kaynaşım
oluşturdu.Prove,Nancy'deki çıraklık dönemlerinde metal işleriyle uğraştı ve bir
atölye kurdu.Atölyesinde mobilya,strüktürel çerçeve ve mimari kaplama gibi
prototipler tasarladı.Mimari kaplama tasarımında oldukça yaratıcı bir
kişiydi.Özellikle bükülebilen metal plakaları ilk defa kullanan oydu.Prove da
diğer mimarlar gibi uçak mühendisliği teknolojisinden yararlandı ve bu
tekniklerin yapılarda nasıl kullanılacağını uygulamalarıyla gösterdi.Prove'un
bazı çalışmalarında kaplama panelleri yapının strüktürü ile orantılıdır.Bu
sayede strüktür aralıkları da cephede ifadesini bulur.
Roland
Garros Flying Club'ta yer alan Buc Pavilion'da kullanılan kaplama panelleri
dikey taşıyıcı modüllerindeki açıklıklar ile uyumludur.Bu örnekte taşıyıcı
modüller gizlenmemiştir.Prove'un bu yapıda takındığı tavır diğer binalarında
değişmiştir.Örneğin Maison Du Peuple binasında taşıyıcı direkler daha az
önemlidir.
Bu tarz
metal panellerle oluşturulan bir cephe, fabrika üretimi olan bir mimarinin
gelişimini belirtir.Prouve bu örnekte kendi tasarladığı bir prototipin standart
üretimine geçmiştir.Bu paneller yapıya kimliğini
kazandırmıştır.Kahn,Howe,Lescaze ve Neutra'da böyle bir beceri yoktur.Onların
yapıları kısmen standardize olmuştur.Bu paneller cepheye tektonik bir bütünlük
kazandırır.(self-supporting tektonic integrity)
Bu cephe
sisteminde panellerin kendine ait taşıyıcı sistemi vardır.Duvarlardan veya
döşemelerden destek almazlar.Buyapı tarzında tasarım,uçak ve otomobillerin
tasarımına yaklaşır.
Premade-Remade
Open and Closed Systems Of Constructions
Alison ve
Peter Smithson'un Hunstanton okulundaki işi Prouve'un ve Mies'in çalışmalarını
andırır.Bu okulda yapının cepheleri Mies'in tasarladığı memorial hall binasını
andırır.Bu okulda cephedeki kolonların taşıyıcı vurgusu azaltılmıştır.Mies'in
memorial hall binasında kolonlar daha vurguludur.Hunstanton okulunda kolonlar
taşıyıcı özelliklerinden ziyade bir resmin çerçevesini belirleyen sınırlar
gibidir.Burada kolonlar yatay elemanların çerçevesi olarak görev alırlar.Bu
okul binasında cephede tuğlanın rengi ile kolonun rengi kontrast oluşturur.
Brutal Facts Of Building
Hunstanton
okulunda pencerelerin montajında önemli bir hata yapılmıştır.Pencereler
doğrudan çelik çerçeveye monte edilmiştir.Halbuki bu pencerelerin bir alt çerçeve
ile çelik strüktüre bağlanması gerekirdi.Çelik strüktüre monte edilen
pencereler yapının termal genleşmesi neticesinde çatlamaya başlar.Bu sorunlar
çelik strüktüre ahşap bir pencere doğraması takılmasıyla çözülmüştür.
Bu
yapıyla benzer brutal etkiler gösteren bir diğer yapı Louis Kahn'ın Yale
üniversitesi sanat galerisi binasıdır.Bu binada yapım süreci rasyonalize
edilmiştir.Bazı yapı elemanları endüstriyeldir.Fakat hepsi değildir.Yapıda
cephenin ifadesi hibrit olarak ifade edilir.Modern ve geleneksel malzemeler
kombine edilmiştir.(Örneğin tuğla ile Cor Ten çeliğinin,aliminyum ve
camın,beton ile tuğlanın beraber kullanılması)
Brutalizm
konusunda ve geleneksel malzemelerin kabulünde Kahn'ın zihni arkaik temalarla
meşguldü ve bu durum malzeme dokusundan oluşan bir mimarinin ortaya çıkmasına
yol açtı.
Konstrüksiyon
olgusu çağdaş sanat yapıtlarında önemli bir konu haline geldi.Eduardo Paolozzi,
Smithsonlarla birlikte çalışan bir sanatçıydı ve eserlerinde imposto tekniğini
kullandı.Bu eserlerde malzeme yüzeyinde brüt beton,Cor Ten çeliği ve tuğla
vardı ve imposto tekniği modernizme yeni bir nitelik ve düzenleme getirdi.Bu
sayede endüstri eski tip malzemeleri ve teknikleri yeniden kullanmaya
başladı.Eski metotlar kullanılır hale geldi.
Facts Of Building and of Life
James
Stirling,Le corbusier'in tasarladığı maison jaul binasında teknolojik olarak
herşeye ortaçağ ustalarının da sahip olduğunu vurgular.Bu yorum diğer bir çok
mimar tarafından da dile getirilmiştir.Le corbusier modern metot ve malzemeleri
savaş sonrası dönemde yeniden değerlendirmiştir.Stirling'in Jaul binasındaki
teknoloji eksikliği yorumuna rağmen bina Stirling'in tasarladığı Ham Common
binasından esinlenilerek tasarlanmıştır.Reyner Banham'ın gözlemlerine göre
basit malzemelerin kullanımı tek başına felsefik bir sempatiden
kaynaklanmaz.Bununla birlikte ekonomik bir zorunluluktan da kaynaklanır.
Ham
common apartmanında tekrar eden formlar farklı malzemeler arasında keskin
ayrımlar oluşmasına yol açmıştır.Bu apartmanda cephedeki beton ve tuğla
duvardaki negatif derzler,yani derz boşlukları farklı malzemeler arasında bir
etki yaratır.Bu sonuç Le
corbusier'in Jaul binasından daha az spontanedir.Fakat
daha rafine,resmi ve doğaldır.Bu sonuçla Ham Common apartmanını diğer brütalist
çalışmalardan ayrı tutmak yerinde olur.
Mimarlık
bir malzeme bulma işiyse modern ve geleneksel malzemelere önyargılı davranmadan
bütün malzemeleri ekonomik,kültürel ve sosyal limitler içerisinde kabul etmek
gerekir.Konstrüksiyon farklı tür malzemeleri birbirine entegre etmeye çalışır.
İnvention and Limited Means
Alejandro
De La Sota;Wright,Corbusier ve Mies gibi ustalara katkıda bulunmuş bir
mimardır.Onun projeleri ideolojik olmaktan ziyade deneysel ve
pragmatiktir.Sota,Team10 grubundaki mimarlardan farklı hareket etmiştir.
Savaş
sonrası dönemde mimarlıkta bir tasarruf dönemi başlamıştır.Fakat bu dönemde
Sota sınırları aşan düzeyde malzeme teknik çözümler üretmiştir.Sota,1950'lerde
Le corbusier, Unite d'habitation binasını yaparken büyük bir şok yaşadı.Çünkü
Corbusier alman yapı ustalarının mükemmeli yakalama yolundaki görüşlerinden
vazgeçmişti.
De La
Sota, yapım tekniklerinde kusursuzdan az (less than perfect standards)
standartlar benimsemiştir.Sota'nın bu yaklaşımını benimseyen Le corbusier'in
yapıları daha güzel olmuştur.
Sota 1955
yılında Madrid'de tasarladığı Arvesu evinde içe dönük bir mimarlık
geliştirdi.Bu mimarlık çevre koşullarına uygun bir mimarlıktı.Sota,müşterisinin
isteği üzerine cadde üzerine birkaç pencere yerleştirmişti.De La Sota ,
Tarragona'daki Civil Government binasını tasarlarken bir sıkıntıyla
karşılaştı.Bu sıkıntı modern mimarinin içerisinde anıtsallığın nasıl
sağlanacağıydı.
De La
Sota'nın hükümet konağı binası merkezi hükümeti temsil etmek
zorundaydı.Sota'nın başlangıçtaki çizimlerinde binanın sivil ve konutsal
fonksiyonları yatay ve dikey bloklara ayrılmıştı.Final tasarımında tüm
kullanımlar tek bir blok içinde çözülmüştür.Sota,yan cephelere pencereler
koymuştur,ana cepheyi ise opak tasarladı.Aynı yaklaşım Arvesu konutunda da
uygulanmıştı.
Sota
cephede simetrik ve asimetrik girintiler ile çalıştı.Bu girintiler cephede bir
gerilim ve denge yaratır.Bu durum cephede,mermer bir kütle üzerinde bir çatlak
izlenimi verir.
Sota
cephede açıklıkların aksını sağa ve sola kaydırarak bir kusur yaratmıştır.Yapının ortasındaki boyuna
pencere hattı bir denge yaratır.Sota mermer,cam,metal gibi farklı malzemeleri
yapılarında kullanmıştır.
Chance Constructions
De La
Sota'nın erken projelerinde tuğla kullanması Sigurd Lewerentz'in işleriyle
benzerlik gösterir.(özelliklede İsveç'teki St.Mark kilise binasında)
Lewerentz
yapı konstrüksiyonu ile ilgili derin bir bilgi birikimine sahipti ve doğru yapı
ustaları seçerek doğru bir yapım süreci ve prosedürünün izlenmesine önem
veriyordu.Fakat profesör Hjalmar Granholm'ün taş duvar uygulama teknikleri ile
alakalı bilimsel incelemelerine kadar İsveç'te taş duvar uygulamalarına izin
verilmiyordu.Lewerentz'in yapım tekniklerini iyi bilmesi kazaların ortaya
çıkmasını engellemedi.
Tasarladığı
kilisenin dış cephesi spesifik mekansal bir kaliteyi barındırır ve bunu
salınımlı duvarları vasıtasıyla başarır.Cephede uygulanan tortusal yüzey iç
mekana uzanır.İç mekan ve dış mekan arasındaki karşılıklı duruma rağmen
Lewerantz,yüzeyleri devamlı ve akıcı tasarlamak konusunda oldukça
istekliydi.Cephede çerçevesiz cam pencereler kullanması bu isteğini
gösterir.Köşebentli pencereler dış duvarlara oturtulur ve etrafı sızdırmaz
macunlar ile yalıtılırdı.Lewerentz bu metodu Klippon'da tasarladığı St.Peter
kilisesinde daha da geliştirmiştir.Klippon projesinin başlangıcında Lewerentz
tuğla duvarlarda kumlama yaparak düz bir yüzey oluşturmayı
başarmıştır.Lewerentz,tuğla duvarlarda tuğlanın kesilmesini istemiyordu.Bunun
yerine harç aralıklarını değiştiriyordu.Yapım sürecine rehberlik eden 3 tane
kuralı vardı.
1.
Tuğlayı her tür yüzeyde kullanmak.Döşemeler,duvarlar(iç-dış)ve bazı durumlarda
tavanda.
2.
Standart ölçülerde tuğla ve seramik kullanmak
3. Tuğla
ve seramiği kesmeden kullanmak
Lewerentz'in
kurallarla tasarlama ilkesi De la Sota'nın imperfection(kusurluluk) ilkesine de
ters düşer.
As Found
Nigel
Henderson’un fotoğraflarında Doğu Londra’nın parçalı halini vurgulamasına ve
kentsel yaşamın sinematik tecrübesine saygı duyulmasına rağmen Smithsonların
mimarlığı malzemelerdeki çeşitliliğe karşın tek yapı ölçeğinde bir bütünlük ve
ahenk sunar.De La Sota’nın işlerinde bu uyuma
yüksek derecede bir meydan okuma vardır.Özellikle de Maravillas cimnasyumunda
çatı kesiti ile yapının yüzeyinin bitişik olması hacimsel çıkıntılar ve
girintiler yaratır ve bu durum farklı malzemeler ile vurgulanır.Sonuçta yapının
tek bir yapı gibi okunması olanaksız olur.
Konseptsel
olarak tekil ve uyumlu bir hacmin erozyonu mantığıyla oluşan bir yapı Stirling
ve Gowan’ın Leicester Üniversitesinde tasarladığı mühendislik binasıdır.Bu
binada hazır objelerin kabuk ve dönüşümü vardır.Le Corbusier’in La Tourette
manastırında hücresel düzene rağmen yemekhane,şapel ve kütüphane farklı
hacimsel kütlelerle ifade edilmiştir.Aynı yaklaşım Stirling ve Gowan’ın
tasarladığı mühendislik binası için de geçerlidir.Fakat bu mimarlar kendilerini
beton malzeme ile sınırlandırmamışlardır.Bu binada yan yana olma farklı
fonksiyonların hacimsel kuşatımıdır.Zemin katta laboratuarlar üst katta farklı
formdadır.Konferans salonu,küçük odalar ve yönetim farklı hacimlerde ifade
edilmiştir.Her hacmin kendine özgü taşıyıcı sistemi vardır.Leicester binasının
hacimleri eklemlidir ve her biri malzeme açısından yüksek düzeyde tutarlılık
gösterirler.En önemli malzemeler tuğla,seramik ve camdır.Bu cam malzeme opak
veya saydam olabilir.
Stirling
tuğla malzemeyi tipik bir şekilde kullanmamıştır.Tuğlanın sertliği kullanımda
vurgulanmamıştır.Eisenman’a göre saydam cam tatmin edici görünür.Fakat opak cam
bunun tam tersidir.Leicester binasında laboratuar kütlesindeki eğimli ve
prizmatik camlar dışa doğru çıkıntı yaparlar ve düzlemsel olan tuğla duvarın
dışına doğru uzanırlar.Burada cam üç boyutlu bir katı cisim gibi
algılanır.Mühendislik fakültesi tekil bir cephe bütünlüğü sunmaz.Bunun yerine
simultane bir oluş ve farklı yapı hacimleri ve bu hacimlere uygulanmış
malzemeler sunar.
Stirling’e
göre yapılar uzaktan kütle olarak algılanmalı yakınına gelindiğinde ise
birlikte görünmelidir.
Aksonometrik
çizimler Leicester binasındaki farklı kütlelerden oluşan binaların tasarımına
olanak tanımıştır.İki boyutlu çizimlerden tasarım yapmak bu binaların
tasarımını zorlaştırır.
Stirling
ve Gowan’ın tasarladığı tarih fakültesi binasında farklı kütlelerin kullanımını
kısıtlamışlardır.Yapı tek kütle gibi algılanmaz fakat kompakttır.Malzeme
azaltılmış sadece tuğla ve cam kullanılmıştır.Bu yapıda cam önemli bir rol
oynar.Tuğla ise çerçeveyi tanımlar.Bu tarih fakültesindeki bileşenlerin oyunu
19yy gar binaları,market ve sergi salonlarındaki camlı bölümleri
andırır.Hacimsel üst üste binmeler ve cephedeki yansımalar ile kırılmalar 20yy
başındaki kübist imajları hatırlatır.Endüstriyel mühendislik ve kübizm
arasındaki paralellik 1920’lerden beri bulunur.Sigfried Giedion’un space,time
and architecture adlı yapıtı bu konudaki en etkileyici formülü verir.
Stirling’in
algısal mesafe ve algısal hareket hakkındaki yorumlarında Giedion’un ‘’space
time’’ kavramını paylaşır.Burada binanın insanı karşılaması içinde veya
etrafında hareket etmekten bağımsızdır.
Formlessness
Stirling
ve Gowan’ın ortagonal ve düz cepheli karakteri Frank Gehry’nin mimarlığı ile
benzerlik gösterir.Parçalı tasarım Gehry’nin erken dönem konut projelerinde
belirgin bir biçimde görülür.Leicester binası iki aşamalı bir süreçte
tasarlanmıştır.Fonksiyonlar farlı kütleler içinde çözülmüştür ve parçalar
kümesi işleyen bir bütünü oluşturmuştur.Gehry’nin erken dönem çalışmaları
modern mimarlığın erken dönemlerinden bağımsızdır.Gehry’nin kendi evi Stirling
ve Gowan’ın tasarladığı Leicester binasından 15 yıl sonra tasarlandı ve bina
farklı elemanların bir arada kullanıldığı Gehry’nin erken dönem binalarından
biriydi.Bu binalarda tasarımın sonucunda bir bütünlük oluşur.Richard
Hamilton,Robert İrwin ve David Hockney gibi sanatçılar benzer şeyleri yeni
anlamlar kazanarak ve alışık olmadıkları bir şekilde yan yana getirerek
kullandılar.
Santa
Monica evinin dış yüzeyi ikinci bir yüzey olarak adlandırılır.Bu yüzey mevcut
evi ahşap dikmelerle kuşatır.Bu ikinci yüzey devamlıdır fakat beklenmedik bir
şekilde kesintiye uğrar.Bu kesintide tel örgü vardır ve bir köşe penceresi yer
alır.Frank Gehry’nin bu tasarımında cephede görülen kusurlu karakter daha
sonraki işlerinde değişmiştir.Gehry’nin Winton Guest House yapısında binalar
arasında yarıklar oluşturma fikri ona nefes kesici gelmiştir.Kama biçimindeki
yarıklar saf formları farklılaştırır ve bütün bir form gibi görünür.
Gehry’nin
erken yapılarında farklı hacimlerdeki odalar bir hacim içinde
birleşmiştir.Cephe geometrisi daha parçalıdır ve ısrarla dik açılı
değildir.Fakat bu parçalı yüzey kompozit bir konstrüksiyonla
yapılmamıştır.Kaplamalar uyumludur ve bir veya iki malzeme ile renk ve finish
ile sınırlıdır.
Gehry’nin
binalarında parçalar kendi içlerinde bir bütün oluştururlar.Gehry’nin ilk çalışmalarındaki
gergin bütünlük yerini son çalışmalarında düzeyli bir senteze bırakmıştır.
Geleneksel
yapılarda kullanılan geometrilerden farklı bir geometriye sahip olduğu için bu
tarz yapılar formless olarak adlandırılır.
Techique and Appearance:The Task Of The
Present
Mies
Van Der Rohe’nin Seagram binası birkaç karşı görüşe rağmen kentsel ve
teknolojik olarak başarılı bulunmuştur.Mies modern üretim yapı elemanlarını
yapılarında kullanarak sembolik anlamlar kazanması için çaba göstermiştir.Mies
gökdelenlerden bahsederken cesur konstrüksiyon fikirlerinin uygulanmasını
savunur.Bu strüktürlerin varlığı teknik hüneri kanıtlar.Mimar bu düşünceleri
gerçekleştirmek için geleneksel formları kullanarak çözüm üretmeyi
bırakmalıdır.
Çelik
çerçeveler binanın yükünü taşırlar,binanın yüzünün strüktürel görünmesine artık ihtiyaç
yoktur.Gökdelenlerde camın kullanımı yeni olanaklar sundu ve yeni yaklaşımların
oluşmasına gerek duyuldu.Lake Shore Drive apartmanı ve Seagram binasında kolon
ve döşemeler çeliktir.Orta çekirdek ise perde duvardır.Seagram binası cephede
büyük oranda devamlılık sağlar.Dış cephe giydirmesi arka planda kalan strüktürü
gizler.Binanın basit hacmi ve uniform dış cephesi binaya anıtsal bir görünüm
katar.(yapı,Seagram şirketinin piyasadaki ve çağdaş yaşamdaki rolünü
yansıtır.)Yapının anıtsal ifadesi yalnızca teknik çözümlerle
sağlanmamıştır.Mies ayrıca basit bir hacim kullanarak ve cephede uniform bir
düzen kurgulayarak bu etkiyi yakalamıştır.Bronz ve tinted glass(renkli cam)
kullanımı cepheye melankolik bir hava katmıştır.
Yapılarda
görsel etkinin rolünü karar verici bir etken olarak kabul etme özellikle
Mies’in kaplama sistemlerinde geçerlidir.Bu durum özellikle Venturi ve Scott
Brown’ın yaklaşımlarıyla benzerlik gösterir.Bu binalar çağının teknolojik varlığının
bir dışavurumudur.
Distraction (Dikkatin Dağılması)
Mies
erken işlerinden başlayarak yansımalardan oluşan cam cephelere karşı endişeli
durmuştur.
Lake
Shore Drive apartmanında ışık ve gölge oyunundan oluşan cephenin görünümü gün
içinde güneşin rotasıyla ve kişinin bina etrafında hareket etmesiyle
değişir.Yapının ağırbaşlı kütlesi ve cephesindeki spektral etkiler yapının
kayboluşuna etki eder.Bu kayboluş yapının cephesini oluşturur.
Siegfried
Kracauer,Berlin Picture Palace binası hakkındaki yorumlarında distraction
kavramıyla ilgili bilgiler vermiştir.Ona göre distraction özel bir görme
şeklidir.Kalıcı figürlere veya tüm objeye odaklanma olmaz.Fakat lokal ve minör
oluşumlara odaklanma olabilir.Kentsel yoğunluk bu görme biçimini mümkün kılar.
Seagram
binasının cephesinde oluşan yansımalar distraction olarak anlaşılır.Cephedeki
cam ve bronz sadece teknik bir sonuç değildir aynı zamanda kültürel ve kentsel
bir sonuçtur.Bu yapıların koyuluğu,saydamlığı ve kütleselliği onları görkemli
veya korkunç yapabilir.Fakat onlara anıtsal,geçmiş ve tarihsel bir hava da
katar.Bu yapıların hafifliği,yansıtıcılığı ve cephedeki muğlaklığı bu yapıları
çağdaş yapar ve bu yapılar teknolojik ilerlemenin bir sonucu olarak kabul
edilir.Seagram binasının inşaatından on yıllar sonra büyük şehirlerin
merkezlerinde bu yapıya benzer yapılar yükseldi.Bu durum Mies’in iddialarını
doğrulamıştır.Mies’e göre yeni çağ yapıların teknolojik karakterinin ortaya
çıktığı bir dönemdir.Bu yapıların tasarımını teknik ve ekonomik zorunluluk
belirlemiştir.
1962’de
Seagram binası tamamlandıktan sonra Jose Louis Sert yapının cephesi ile ilgili
yorumunda şunları söylemiştir.’’Bu cephe Amerikan kültürünün bir kanıtıdır ve
en uzak şehirlerde bile yer alır.’’
Sert’e
göre cephenin tek pencerenin tekrarı
şeklinde oluşması gitarı tek tel ile çalmakla eşdeğer tutar.
Louis
Sert çağdaş mimarinin içerisine geçmiş mimariyi de katmak istemiştir.
Modern Building and Historical Memory
1970’lerde
özellikle İtalya’da mimarlıkta kalıcı formlar keşfedildi ve tasarımda bir
alternatif olarak önerildi.Bu dönemde en önemli isim şehir tarihçisi ve
teorisyen olan Saverio Muratori’dir.
Tipolojideki
yenilikler 1960’larda başladı.Bu yenilikler tarihsel öğelerin tekrarına
çabaladı.
Tarihsel
mimarlığın diğer kullanışlı zanaatlara benzemesi tartışma konusu olmuştur.
Tekrar
etmenin doğası mimari objenin özgünlüğünü,tekliğini engellemiştir.Tip’in anlamı
bir objenin tekrar etmesidir.Bunun zıttı olarak model diğer objelere
benzemez.Model’de her şey hassas ve belirgindir.Tip’te ise her şey belirsiz ve
muğlaktır.Aldo Rossi’ye göre mimarlık hafıza ve sonucun ara yüzünde durur.Aldo
Rossi zamansız tipolojinin oturmuş kanunlarını aramıştır.Tipoloji uygulama ile
ilgili olan fonksiyon programının dışında zamanın ötesinde bir varoluştur.Bina
programının gerekliliği tipolojiler ile çalışmaya yabancı değildir ve projenin
ideolojik içeriği için gerekli olmuştur.
Aldo
Rossi’nin tipolojileri toplayarak oluşturduğu mimari,ideolojik bir bakış mı
yoksa projenin içeriğinin olduğu bir tarihi bakış mı?
Rossi’ye
göre kentsel yerleşmelerde iki tür kalıcı yapı vardır.Bunlar:konutlar ve
anıtlardır.
Palazzo
della ragione in Padua binası zamanının ötesinde bir binadır.Çünkü bu bina bir
çok fonksiyonu bir arada barındırır.
Otonomi
kendi içinde potansiyel bir toplayıcılık ihtiva eder.Tarihsel ve anılarda
oluşan yapı cepheleri binalara yoksulluk ve potansiyeli beraber verir.Rossi’nin
binalarının cephelerinin sessiz ve soğuk olduklarına şüphe yoktur.Rafael
Moneo’ya göre Rossi’nin çalışmalarında mimarlığın kendisi ana karakterdir.Onun
bize tekrar tekrar sunduğu bu mimarlık program ve durumlarda üretilen bir
mimarlıktır ve bu koşullar değişse de Rossi yine bir mimarlık geliştirir.
Rossi’nin
binaları bir resim olarak hatırlanmaz fakat analojik referanslar olarak
hatırlanır.Bu binalar tarihsel detayların yansıdığı binalardır.
Rossi’nin
çalışmaları geçmiş mimarlığa ait olan kavramlar olan anonimlik ve genellik gibi
kavramları kendisine isnat alır.
Rossi’ye
göre mimarlık mimarlıktır ve sosyal ile psikolojik disiplinler mimarlığın
yerine geçemez.
Rossi’nin
çalışmaları nostaljik ve melankolik kabul edilir.Geleceği düşünen bir
mimarlıkta geçmiş öğeleri kullanmak ve bunların ilgisini doğru kurabilmek zor
bir iştir.Model çalışmaları içine tipleri monte etmek tuzaklara açık bir iştir.
Representation and Nonrepresentation
Rossi'nin
dersleri Herzog ve De Meuron tarafından kuşkuyla karşılandı.Çünkü bu mimarlar
mimarlığın sosyal ve psikolojik rolünü unutmak istemiyordu.Daha da önemlisi bu
mimarlar objelerin algısal kalitesini unutmadılar.Mimarlık ilk anlamı olan yani
kullanıcılarıyla sevimli ve etkinleştirici bağlantılar kuran ve doğal olaylara
dayanan bir beceridir.
Rossi'nin
70'li yıllardaki çalışmaları geçmiş olayları çağdaş bir şekilde sergilediği
çalışmalardır.Bu çalışmalar modernizm ve klasizm arasında salınır.Fagnano Olna
ilkokulu ve Broni'de tasarladığı okulda yapılar simetrik planlıdır,cepheleri
düzdür ve pencereler cephe yüzeyleri oyularak oluşturulmuştur.Bu yapıların
ortalama etkisi modern ve geleneksel arasında görünür.Bu yapılarda geometrik ve
sembolik idealin indirgenmesi yapının anıtsal karakterini güçlendirmiştir ve bu
durum Loos'un, mimarlığı bir mozole veya anıt olarak yorumladığı fikirleriyle
bağlantı kurulmasına yol açmıştır.Rossi'nin çabası anonim bir mimarlık
yaratmaktı.Anonimlik stilistik bir kategorinin ve toplamacılığın bir sonucudur.
Herzog
and De Meuron firmasının Ricola'da tasarladığı depolama binasında dış cephede
eternit cephe kaplaması kullanılmıştır.Bu kaplama ahşap taşıyıcı çerçeve
üzerine monte edilmiştir.Bu ahşap direklerin iç yüzü metal kutularla
kapatılmıştır.Bu firmanın Eberswalde'de tasarladığı kütüphane binası imaj ile
konstrüksiyon ilişkisini tam olarak ortaya koyar.Bu yapının tasarımında
mimarlar fotoğrafçı Thomas Ruff ile çalışmışlardır.Ruff gazetelerden topladığı
fotoğrafları binanın cephesine uygulamıştır.Fotoğrafların yapıştırıldığı
prefabrik paneller cepheye yatay olarak monte edilmiştir.Bu tasarım görsel
hareketlilik ve dinginlik sağlar.
Building
İmages
Bugün
birçok mimar konstrüksiyon,malzeme ve süreç konusunda endişelidir.
Banham
teknolojiyi kullanmayan mimarların arka planda kalacağını söyler.Son projeler
de göstermiştir ki bunun aksini düşünmek biraz zordur.
Fonksiyonel
determinizmdeki kuşku herhangi bir malzemenin rolü hakkındaki kuşkudur.Bu
malzeme camdır.Camın cephe ifadesinde yankı uyandıran yenilik nedir? ve asıl
soru böyle bir malzeme ile bu mümkün olabilir mi?
Yeni tip
camlar ve bunların özellikleri daha önce görülmemiş bir mimari ve mekansal
etkinin oluşmasını sağladı.Cam,şu an saydam,yarı saydam ve opak olarak
kullanılabilir.Ayrıca cam strüktürel olarak kullanılabilir.Cam tek başına yankı
uyandıracak bir malzeme değildir fakat bir araştırma konusudur.
Postscript
Ön yapım
yapı elemanları yapı sürecinde kullanıldığından beri yapım süreci bir
birleştirme süreci olmuştur.Artık işçilerin ham malzemeleri kesip,birleştirip
ve son halini verdikleri süreç arzu edilmiyor.Bunun yerine prefabrik öğeler
getirilip montajı yapılıyor.Bu günlerde konstrüksiyon wet process yerine dry
process eğilimindedir.Yapı elemanları sadece hassas değildir,doğrudur da aynı
zamanda.
Bu
teknikler sistem yapılanmasını gösterir.Bu entegre bütünlük 3 konuyla
karakterize olmuştur.
1. Parçaların
fonksiyonel olarak birbirlerine bağlı olması
2. İçsel
amaçlılık
3.
Bölgesel zorunluluklardan bağımsız olması
Glazing
sistemlerin fonksiyonelliği şu koşullara bağlıdır.İlk olarak işleyiş
mekanizması kendi içinde birbirine bağlıdır.(fasteners,sealants,sheets of
glazings etc.)İkincisi her parçanın uygun standartlarda olması gerekir.
Sistem
elemanlarıyla ilgili diğer bir fikir Emmanuel Kant'a
aittir.''Whole(bütün),eklemlidir.Birbirine yığılı değildir.Kendi içinden
büyümüştür.Her kol ve kanat amacına ve oranlarına uygun hareket eder.''
Leon
Battista Alberti'nin concinnitas kavramına göre bütünlükte bütünü zayıflatacak
veya tahrip edecek bir parça yoktur.
Technique
Prometheus
ilk insandır ve topraktan oluşmuştur.Belirli bir gücü vardır.Ateşi
kullanır.İnsanlar arasındaki rekabeti bilmez.Zeki düşünme,öngörü ve tekniğin
farkına varma gibi özellikleri vardır.Ateşi ve sanatı kullanma insanlara
dilleri geliştirmeyi,giysi yapmayı,evler inşa etmeyi sağladı.İnsanoğlu kendini
korumak için gruplar halinde hareket edip şehirler kurdular.Fakat politik
zekadan yoksundular.Dillerden,kıyafetlerden ve mimarlıktan önce insanoğlu insan
olarak kabul edilmiyordu sadece potansiyeli vardı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)